ŞEKERİN TADI KAÇTI!

ŞEKERİN TADI KAÇTI!

“Altı ay sonra bir uyanacağız, gördüklerimize şaşıracağız” diyeli altı ya oldu! Gördüklerimiz karşısında hem şaşkınız, hem umarsızız, hem de acılı…
Öyle anlattıkları, sözünü ettikleri gibi değil; yurttaş altı ay öncesinden daha büyük zorda, daha büyük açlıkla karşı karşıya…
Söz ozanı Ceyhun Atuf Kansu, şiirinde “Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum/ Bütün çiçeklerini getirin buraya/ Öğrencilerimi getirin, getirin buraya…” dediği gibi, “bana/ dünümü geri getirin” demek isteyen milyonların varlığı “iktidarı” hiç düşündürmüyor belli ki…
Soluksuz zamları izliyoruz!
Üstelik ne illetiz”, ne “zilletiz”; yurttaşız…
***
Daha dün Bakan Vedat Bilgin, “Temmuzda yapacağımız düzenlemelerle kamu çalışanlarımıza nefes aldıracağız. Enflasyon diyelim ki yüzde 37-40… Ne gerçekleşirse bunun üzerinde kamu çalışanlarımıza zam yapacağız” demesinin ardından, “sağanak bir zam gelecek” diyenlerin arasındaydım!
Şeker bayramı öncesinde “geldi/ gelecek/ bekleniyor/ çalışılıyor” denilerek o günden beri oyalanan dar gelirli, kurban bayramı öncesinde sözde “iki bayram” yapacaklardı, enflasyona karşı kasklarını takmış olacaklardı ya…
Bir de üst üste gelen “tehditler” vardı; unutmayalım!
Yurttaş aslında bunca sıkıntılı değilmiş, bunca “açlık” çığlıkları yalanmış, “geçinemiyoruz” diyenler bu yurdu sevmeyenlermiş…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’da, bir açıklamasında yaşananları dünyanın sorunu sayarak “bizim görevimiz bu krizleri aşmak ve halkımıza en güzel şekilde hizmetleri sağlamak. Muhalefetin oluşturmaya çalıştığı huzursuzluk iklimine asla müsaade edemeyiz. Onların derdi huzursuzluk” dedi.
Peki, “iktidarın” izin vermeyeceği, “muhalefetin” oluşturduğu “huzursuzluk ikliminin” açıklaması nedir?
Dünya piyasasında brent petrol fiyatları artarken zamlanan, ancak düşerken hiçbir eylemde bulunulmayan akaryakıt ederleri mi?
Ya da “liberalist ekonomik sistem” içerisinde izin verilen yağ, şeker, ekmek zamları mı? Dar gelirlilerin birçok temel gereksinime elini uzatamaması mı?
***
Bakan Bilgin’in “enflasyon diyelim ki yüzde 37-40… Ne gerçekleşirse bunun üzerinde kamu çalışanlarımıza zam yapacağız” demesinin ardından, elleri kulaklarına dayalı bekleyenlerden ilki Türkşeker oldu; yüzde altmışaltı oranında zam yaptı!
Bankalar, merkez bankasından aldıkları krediyi iki katına satıp milyarlar kazandıklarını/ göğüslerini gerek/ bir de gazetelerde tam sayfa bilanço yayınlatarak duyuruyor; kimseden ses yok, ne yaptığını soran yok, kaç kişi için daha iş olanağı sağlandiğini araştıran yok! Patron kazanıyor, ona bakılıyor!
Bir yandan pancar üreticisini, bir yandan emekçileri zorlayarak özelleştirilen Şeker Fabrikaları’nın bugünleri yaşatacağını, “liberalist ekonomik sistemi” bir yanlarına payanda yaparak akıl almaz zamlar yapacaklarını “o günden” bilinmiyorlar mıydı?
“Bu denli başıbozukluk olmaz” deniliyorsa, haydi karşı durun; “bu ne zam” deyin, “üreticiye ne verdin de bu zammı gerekli gördün” deyin, “bu denli olmaz” deyin, “yabancı ülkeleri örnek göstermekten bıktık” deyin, “halk bunları almakta zorlanıyor” deyin!
Diyemezlerdi, çünkü dar gelirlilerin sıkıntılar artarken birilerinin kasaları almayacak denli varsıllaşmalarına göz yummak zorundaydılar!
***
Yılbaşından önce asgari ücret açıklandığında, daha çalışanların eline zamlı aylıklar geçmeden “zamlarla” fazlasıyla geri alınmıştı, anımsarsınız!
Çoktandır, hiçbir yarın “bu günden” güzel olmuyor ki!
Sosyal medyada bir paylaşım “bu yaşamın normali nasıldı; unuttum” diyordu!
Bu yıl şeker bayramında “şeker girmeyen” evler vardı; yoktu, nerede demeyin!
Günlük ekmek alırken zorlananları biliyorum, “ekmeği azalttık, bu kez de doymuyoruz” diyenleri biliyorum!
İşte kurban bayramı yaklaştı! Birçok bildiklerim, “son güne dek bekleyeceğim” diyor! Sözde, besicinin fiyatları ağır geliyor, son güne dek satmakta zorlanırsa fiyat düşürecek, uygun bulunursa da “o zaman” alınacak!
Uygun bulunmama olasılığı da var!
Emekli aldığı ikibinbeşyüz lirayla, asgari ücretli dörtbinkiyiz lirayla kurban bayramını karşılayacak!
Adına “muhalefetin oluşturmaya çalıştığı huzursuzluk iklimi” deyin; kimler inanacaksa…
***
“Altı ay sonra bir uyanacağız” denildi! Yurttaş, uyumadan bekledi! Güzel günler görecekti; olmadı!
Daralan alım gücüyle birlikte ekmek küçüldü, sofra yoksullaştı, mutlu bakışlar azaldı!
İnsan doymadan, gereksinmelerini karşılamadan “mutlu” olamıyor, özgür düşünemiyor, geleceğe umutla bakamıyor!
Yaşananlar, çekilenler, acılar “yalan” deyin isterseniz!
“Bana/ dünümü geri getirin” demek isteyen milyonların varlığına da “yalan” deyin!
Şekerin bile tadı kaçtı; anlayın!

Oktay EROL

28.06.2022 00:15:48

YAZARLAR


ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...