Manşet Haber 4.10.2016 10:30:35 0

'SERTİFİKALI TOHUM EKEN KAZANIR'

'SERTİFİKALI TOHUM EKEN KAZANIR'

Adana(Ulus)--Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, sertifikalı tohum eken üreticinin kaliteli ve yüksek verim alabileceğini söyledi.
Buğday ve arpa ekim döneminin yaklaştığını belirten Girmen, ekim yapmadan önce toprağın hazırlanması uyarısında bulundu.
Girmen, 'Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tarımsal üretim artışında üstün nitelikli yeni buğday çeşitlerinin ve kaliteli tohumun payı büyüktür. Tarla ve laboratuar kontrollerinde fiziksel ve biyolojik değerleri belirlenmiş, her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen sertifikalı tohum eken kazanır' dedi.
ÇİMLENME ORANI YÜZDE 85
Sertifikalı tohumlarda çimlenme oranının yüzde 85 olduğunu belirten Girmen şöyle konuştu:
'Sertifikalı tohumlukta çeşit saflığı en az yüzde 97 oranındadır. İçerisinde yabancı madde en çok yüzde 3'tür. Yani üretici hangi ürünü ekmişse onu alır. Sertifikalı tohumluklarda en az çimlenme oranının yüzde 85 oranındadır. Tohumlar selektörden geçirildiği için her tohum yaklaşık aynı büyüklüktedir. Verim artışı ve tasarruf sağlayarak tohum maliyetini düşürür ve üreticiye kazanç sağlar. Söz konusu tohumun hangi çeşit olduğu bellidir. Ekilen tohumların tamamı aynı günlerde çıkış sağladığı için (tekdüze çıkış) tarlada dalgalanma ve boşluklar olmaz, dolayısıyla da ürün kaybı görülmez. Bitkilerin tümünün gelişmesi aynı dönemde olur. Olgunlaşma tüm bitkilerde aynı zamanda olacağından hasat kolaylığı sağlar.'
EKİM ZAMANI AYARLANABİLİR
Sertifikalı tohum eken üreticinin ekim zamanını tam olarak ayarlayabileceğini de söyleyen Girmen sözlerini şöyle sürdürdü:
'Sertifikalı tohumda çeşit özellikleri bilindiğinden ekim zamanı tam olarak ayarlanabilir. Çeşit özellikleri bilindiğinde ürünün gelişimi sırasında izlenecek olan uygulama (bakım, sulama) programı da daha rahat belirlenir. Elde edilen ürünler aynı özelliklerde olduğundan pazar değerleri yüksektir, bu da satış kolaylığı sağlar. Söz konusu tohumlar toprakta mevcut ve tohumla taşınan bazı hastalıklara karşı koruyucu olarak ilaçlandığından kayıplar minimum düzeydedir, ekimde fazla tohum kullanılmasına gerek kalmadığından tasarruf sağlar. Sertifikalı tohum kullanımını Tarım Bakanlığı tarafından desteklenmektedir. Bu tohumu kullanan çiftçilerimiz kullanılan tohumluk miktarına göre destekleme ödemesi almaktadırlar.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°