SEVİLAY SABANCI DAVASINI KAZANDI
Manşet Haber 13.07.2022 15:05:47 0

SEVİLAY SABANCI DAVASINI KAZANDI

SEVİLAY SABANCI DAVASINI KAZANDI

Sabancı Holding’in mirasına ortak olduğu kesinleşen Sevilay Sabancı Çınar, Emirgan’da 600 milyon dolar değerindeki Atlı Köşk’te (Sabancı Müzesi) hakkı olduğu iddiasıyla Sabancı Ailesi’ne açtığı tapu iptali ve tescil davasını kazandı. İstinaf Mahkemesi, Atlı Köşk’ün tapusunun iptaline karar verdi
Hürriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre, Sabancı Holding’in kurucusu merhum Hacı Ömer Sabancı’nın 43 yıl önce vefat eden oğlu İhsan Sabancı’nın Nevin Tenik ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiğini iddia eden Sevilay Sabancı Çınar, 19 yıl önce Sabancı Ailesi’ne Dava açmıştı. Adana Sulh Hukuk Mahkemesi, Sabancı Ailesi’ne mirasçı olarak en son Sevilay Sabancı Çınar’ı eklemişti. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 5 yıl önceki ilamında Sevilay Sabancı Çınar’ın Hacı Ömer Sabancı’nın mirasçısı olduğu kesinleşmişti. Yargıtay kararına göre dedesi Hacı Ömer Sabancı’nın mirasçısı olduğu kesinleşmesine rağmen Sabancı Ailesi’nin 5 yıldır hakkını vermediğini öne süren Sevilay Sabancı Çınar, Demir, Şevket, Dilek, Sevil, Türkan, Güler, Yakup, Nur, Ömer Metin, Serra, Nazmiye, Hacı Ömer, Erol, Murat, Ozan, Ömer, Sevgi, Burak Selami, Şahin Zeynep, Faruk Selami Sabancı ile Demet Çetindoğan ve Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü’ne dava açtı.
5.5 MİLYON LİRA TAZMİNAT
Müvekkilinin Sabancı Ailesi’ne ait Emirgan’daki Atlı Köşk’te (Sabancı Müzesi) hak sahibi olduğunu dava dilekçesinde belirten Sevilay Sabancı Çınar’ın avukatı Dr. M. Çağrı Bağatur, “Müvekkilim, Atlı Köşk’ün tapu kaydında yer almamıştır. Diğer mirasçılar tapu kaydını Hacı Ömer Sabancı Holding A.Ş.’ye devretmiştir. Son olarak Atlı Köşk üzerinde davalı Sabancı Üniversitesi lehine 49 yıllığına intifa (kullanım) hakkı tesis edilmiştir. Bu tescilin iptali ile bu kullanma hakkının sona erdirilmesini istiyoruz” dedi. İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, davalıların Sevilay Sabancı Çınar’a 5 milyon 533 bin lira tazminat ödemesine hükmetmiş, Atlı Köşk için tapu iptali ve tescili, intifa (kullanım) hakkı ve ecrimisil (haksız işgal tazminatı) davalarını ise reddetmişti. Çınar, karara itiraz etti.
YENİ DAVALAR YOLDA
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, talebi haklı bularak Atlı Köşk’ün tapusunun iptaline karar verdi. Atlı Köşk’ün Hacı Ömer Sabancı Holding A.Ş. adına olan tapu kaydının 1/48 hissesinin iptaline karar veren İstinaf Mahkemesi, Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü lehine olan intifa hakkının iptaline karar verdi. Mahkeme ayrıca Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü’nün 5 bin liralık ecrimisil bedelini faiziyle birlikte Sevilay Sabancı Çınar’a ödemesine hükmetti. Çınar’ın avukatı Dr.Bağatur, yeni davalar açma hazırlığında olduklarını belirtti.
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/atli-kosk-zaferi-42100161

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°