Seyfettin Yılmaz’a teşekkürler

Seyfettin Yılmaz’a teşekkürler




Milliyetçi Hareket Partisi Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Sosyal Paylaşım Sitesi Facebook’ta hükümeti eleştirmiş ve sormuştu…

“Haziran 2011’de İstasyon Meydanı’nda Adana’ya verilen 11 sözden hangisi gerçekleşti bilen varsa yazsın. 10 yıldır unutulan kenttir Adana…”
Seyfettin Yılmaz’ın bu eleştirisine katıldığımı belirtmiş ve verilen 11 sözden 1 tanesini hatırlatarak yazmıştım facebook’taki sayfasında..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kentimize geldiğinde Adana’ya ve Adanalılar’a 35 bin kişilik Arena Stadı yapılması sözünü vermişti. Bunu dile getirdim. Başbakan Erdoğan, Adana’ya Arena Stadı sözü verdikten sonra Spor Bakanı Suat Kılıç kentimize gelmiş, stadın yapılması düşünülen alanda incelemelerde bulunarak yetkililerden bilgi almıştı. Sonrasında ise stadın protokolü imzalandı.
Arena Stadı sözü verilmesinin, protokol imzalanmasının ardından aylar geçti. Ancak, hiçbir hareketlilik olmadı ne yazık ki…

Bu satırların yazarı olarak MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’a ve diğer vekillere hibaten yazdığım yazıda bu konunun takipçisi oldular mı diye bu köşeden sormuştum.

Seyfettin Yılmaz, Adana’ya yapılması düşünülen Arena Stadı konusunu 3 kez TBMM’de dile getirdiğini, ilgili bakanlara sorduğunu ve bu işin takipçisi olduğunu belirtti. Sayın vekilimize duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum.

Ancak, burada görev sadece MHP Milletvekili Seyfettin Yılmaz’a düşmüyor. Adana’nın diğer 13 milletvekili de bu konunun takipçisi olmalı. Çünkü, diğer vekiller de TBMM’de Adana’yı temsil ediyor.

Milletin vekilleri temsil ettikleri kentin sorunlarını TBMM’de dillendirmek ve çare bulmakla yükümlülerdir. Zira, milletvekili seçimlerinde seçmenlere “Sorunlarınızın takipçisi olacağım, Başkent’te sizleri en iyi şekilde temsil edeceğim. Sizlerin sorunları benim sorunumdur” diyerek oy toplayan onlardır. Dolayısıyla Adana’ya yapılması planlanan ancak hiçbir hareketlilik olmayan Arena Stadı ve diğer konuların da takipçisi olmak durumundalar.

Eğer milletin vekilleri bu gibi sorunların takipçisi olmazlar, bunları TBMM’de dile getirmezlerse Adanalı bunların hesabını mutlaka sorar..

Aslında bu konunun takipçisi sadece milletvekilleri değildir. Adana’nın belediye başkanları var.. Sivil toplum kuruluşları var.. Var oğlu var…

Onlara da görev düşüyor..

Eğer Adana’da birlikte hareket edilirse sorunlar neden giderilmesin?..

Bizden hatırlatması…





Hüseyin SUNGUR

12.10.2012 17:09:57

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI