SEYHAN MECLİSİNDEN DARBE GİRİŞİMİNE KINAMA
Manşet Haber 21.07.2016 12:16:01 0

SEYHAN MECLİSİNDEN DARBE GİRİŞİMİNE KINAMA

SEYHAN MECLİSİNDEN DARBE GİRİŞİMİNE KINAMA

Adana(Ulus)--Olağanüstü toplanan Adana’nın Seyhan Belediye Meclisi 15 Temmuz’da yapılmak istenen darbe girişimini kınadı.

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TBMM'deki tüm siyasi partilerin darbe girişimi karşısında aynı tutum için olduklarını belirtti. Meclis adına kınama metnini Başkan Karalar okudu.

Metninde şu ifadelere yer verildi;seyhan_meclis_karalar (2)

“Bizler Seyhan Belediye Meclisi’nin CHP, AK Parti, MHP ve HDP grupları olarak milli iradeye, devletimize, özellikle millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine, Gazi Meclise yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hale getirilen darbe girişimini şiddetle kınıyoruz.

Ülkemiz darbelerden çok çekti. Milletimiz ve Meclisimiz tek yürek, tek vücut olarak büyük bir cesaretle darbeye karşı durmuş örnek bir davranış sergilemiştir.

Her türlü darbe ve kalkışmaya karşı halkın demokratik direnme hakkı kutsaldır. Parlamenter demokrasimizin yarattığı tarihsel birikimin gücüyle bu girişim başarısız kılınmıştır.

Cumhuriyeti kuranların en büyük hedefi Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmaktı. İhtiyacımız olan daha çok demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesidir.

Önümüzdeki görev darbecilerin hesap vermesi, toplumsal normalleşmenin sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesidir.seyhan_meclis_karalar (1)

Darbeciler, tüm işbirlikçileri ile birlikte hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermelidir. Beklentimiz, soruşturmaların Anayasa ve hukuk sınırları içinde kalınarak sürdürülmesi yönündedir.

Teslim olan ve ne olduğundan habersiz er ve erbaşların darbecilerden ayrı tutularak değerlendirilmesi ahlaki, vicdani ve hukuki bir zorunluluk olmalıdır.

Siyaset kurumu ve devlet organları olarak halkın kutuplaştırılmasına, kışkırtılmasına ve çatışma potansiyellerinin tahrik edilmesine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin düşman gibi gösterilmesine yönelik her türlü girişim ve ortamın ortadan kaldırılmasına çalışmalıyız.

Dört parti olarak, farklı görüşlerimiz olsa da hepimiz milli iradenin yanındayız. Bir kez daha demokrasimize, milletimize ve TBMM’ne yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Demokratik tepki sınırlarını aşan, ülkemize yakışmayan şiddet eylemlerinden uzak durulmasını da halkımızdan rica ediyoruz.

Ülkemizin geleceği tam demokrasidir.

Darbeye direnirken verdiğimiz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyor yaralılarımıza acil şifalar diliyor milletimize geçmiş olsun diyoruz.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°