SEYHAN’DA ATIK İLAÇLAR ARTIK ÇÖPE GİTMEYECEK
Manşet Haber 13.06.2021 13:45:55 0

SEYHAN’DA ATIK İLAÇLAR ARTIK ÇÖPE GİTMEYECEK

SEYHAN’DA ATIK İLAÇLAR ARTIK ÇÖPE GİTMEYECEK

Seyhan Belediyesi ile Adana Eczacı Odası’nın (ADEO), kullanılmayan, miadı dolmuş ilaçların toplanıp, lisanslandırılmış tesislerde imha edilmesi konusunda işbirliği yaptığı proje yaşama geçiyor. ADEO’nun Seyhan’da belirlediği 80 eczaneye, 80 litre kapasiteli, ağzı kilitli ve sarı renkli “Evsel Atık İlaç Toplama Kumbarası” Seyhan Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından teslim edildi.
“Atık Yönetimi” ve “Sıfır Atık” yönetmelikleri uyarınca Seyhan Belediyesi ile ADEO halk sağlığını, doğayı ve çevreyi korumaya yönelik olarak kullanılmayan ya da miadı dolmuş atık ilaçların toplanıp, imha edilmesi için işbirliği yapıyor. ADEO’nun yaptığı çalışma sonucu Seyhan ilçesindeki 327 eczaneden 80’i atık ilaç toplama noktası olarak belirlendi.
ATIK İLAÇ TOPLAMA KUMBARALARI
Seyhan Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü belirlenen eczanelere 80 litre kapasiteli, ağzı kilitli, sarı renkli Evsel Atık İlaç Toplama Kumbarası’nı teslim etti. Atık ilaç toplama noktalarını gösteren harita ise Seyhan Belediyesi ile ADEO’nun resmi web sayfalarında yayınlanarak halkın bilgisine sunuldu.
İlaçların da birer kimyasal madde olduğuna işaret eden Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, lavabolara dökülen ya da çöpe atılan ilaçların toprağı ve suyu kirletebileceğine işaret etti. Başkan Akay, “Sağlıklı bir yaşam için toprağımızı, suyumuzu, havamızı korumalıyız. Adana Eczacı Odası ile birlikte atık ilaçları toplayıp, imha edilmesini sağlayarak, halk sağlığını ve doğamızı koruma konusunda çok önemli bir hizmeti yerine getireceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
ADEO Yönetim Kurulu Üyesi ve Atık İlaç Toplama Sorumlusu Uzm. Ecz. Fatma Tuğçe Dalkır da “Bugüne kadar herhangi bir sebeple (vefat eden hastalardan kalan, hekimin artık kullanmamalarını tavsiye ettiği, miadı dolmuş vb) evlerde kalan ilaçların çöplere atılması veya lavabolara dökülmesi, bu ilaçların doğaya karışmasıyla çevre kirliliğine neden olmakta ve halk sağlığını tehdit etmekteydi. Bu nedenle ilaçla ilgili her aşamada duyduğumuz sorumlulukla Adana Eczacı Odası olarak, evsel atık ilaçların imhasında da bölgemizde ilk olarak Seyhan Belediyesi ile iş birliği içerisinde bu ilaçları toplama konusunda görev aldık. Proje kapsamında halkımız artık kullanmadıkları ilaçları atık ilaç toplayan eczanelerimize götürerek toplum ve çevre sağlığının korunmasına katkıda bulunabilecekler” dedi.
ATIK İLAÇLAR NASIL TOPLANACAK?
Vatandaşların belirlenen noktalara yerleştirilen atık ilaç toplama kumbaralarına attığı ilaçlar Seyhan Belediyesi ekipleri belli zaman aralıklarında toplayıp, Yeşiloba Atık Getirme Merkezi’nde depolayacak. Depolanan atık ilaçlar belli bir miktara ulaştıktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılan bertaraf tesislerine gönderip atık ilaçların imhasını sağlayacak.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°