<strong>SEYHANLI HENTBOLCULAR SÜPER LİGE KOŞUYOR</strong>
Manşet Haber 16.05.2023 23:33:51 0

SEYHANLI HENTBOLCULAR SÜPER LİGE KOŞUYOR

SEYHANLI HENTBOLCULAR SÜPER LİGE KOŞUYOR






Seyhan Belediyespor Kulübü Erkek hentbol takımı play-off karşılaşmalarına süper bir başlangıç yaptı. Mavi-Beyazlılar Bolu’da oynadığı ilk müsabakada Zeytinburnu Irmakspor Kulübü’nü 37-24 yenme başarısı gösterdi.





Play-off ilk sınavlarında  Zeytunburnu Irmakspor Kulübü’nü iyi bir oyun sonrası yendiklerini belirten Seyhan Belediyespor Kulübü Antrenörü Gürçin Can, “ Zorlu müsabakalara iyi hazırlandık. Sporcularımın çalışmalardaki performans bizleri son derece mutlu etti. İlk karşılaşmadan da iyi bir netice ile ayrılarak  moral motivasyonumuzu yükselttik. Bugünkü maçımızı da kazanıp süper lige bir adım daha yaklaşmak istiyoruz. Bizlerin her zaman yanında yer alan ve desteğini esirgemeyen Seyhan Belediye Başkanımız Akif Kemal Akay’a teşekkür ediyoruz. Desteklerinin karşılığı olarak da kendisine şampiyonluk armağan etmeye kararlıyız” dedi.





Seyhan Belediyespor erkek hentbol takımı bugün saat:16.00’da Karabük Yenişehir Spor Kulübü ile karşılaşacak.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°