SEZONUN İLK KÜTLÜ PAMUĞU 55 LİRADAN SATILDI
Manşet Haber 19.08.2020 16:32:20 0

SEZONUN İLK KÜTLÜ PAMUĞU 55 LİRADAN SATILDI

SEZONUN İLK KÜTLÜ PAMUĞU 55 LİRADAN SATILDI






Adana Ticaret Borsası’nda 2020 sezonunda ilk olarak hasat edilen 70 kilogram kütlü pamuk kilogramı 55 liradan satıldı.





Adana Ticaret Borsası Kompleksi’nde Başkan Şahin Bilgiç’in yönetiminde gerçekleştirilen kütlü pamuk satış işleminde, Karataş ilçesi Bahçe Mahallesinden üretici Hasan Aslan'a ait 70 kilogram pamuk, pandemi süreci nedeniyle pazarlık usulü ile satışa sunuldu.





Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Adil Alan, ATB Meclis Başkanı Osman Bağış ve yönetim kurulu  üyelerinin hazır bulunduğu satışta ÇUKOBİRLİK Genel Müdürü Ahmet Durmuş Çakıcı, yapılan pazarlık sonucunda sezonun ilk kütlü pamuğunu kilogramı 55 liradan satın aldı. 





Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, pamukta dışa bağımlılığın azalması için üretime müsait alanlarda pamuk üretilerek  üreticilerin desteklenmesi gerektiğini belirterek pamuğu  katma değeri yüksek stratejik bir ürün olduğunu söyledi.Asıl amaçlarının pamuğu Çukurova’da tekrar eski günlerine dönmesini sağlamak olduğunu belirten Bilgiç, “Çukurova Pamuğu ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan Çukurovamızla özdeşleşmiş bereketli topraklarımızı seven bir üründür. Çırçır işletmelerimiz, yağ fabrikalarımız var. Köklü bir üretici kooperatifimiz olan Çukobirliğimiz var. Pamuğun hak ettiği fiyata ulaşması ile üreticisinin memnuniyeti sağlanır ise önümüzdeki yıllarda üretim alanı tekrar eski günlerine dönecektir. Üretimi arttırdığımız takdirde ilimiz ve ülkemiz ekonomisine daha fazla katmadeğer sağlayacaktır. Adana Ticaret Borsası olarak pamuğa “Çukurova Pamuğu” olarak bu yılın başında Coğrafi İşaret tescili aldık. Tescilli Çukurova pamuğunun bu topraklarda yetiştirilmesi lazımdır. Tekstil sektöründe ana hammadde olan pamuğun en azından yüzde 70’i milli üretim olmalıdır. Önümüzdeki sezon için açıklanacak prim desteğinin en az bir buçuk lira olması üreticilere teşvik olur.” diye konuştu.





Bölge çiftçileri ile sözleşme hazırladıklarını ifade eden Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Adil Alan, altı bin beş yüz dekarlık alanda sözleşmeli ekim yapılacağını, sonraki yıllarda bu ekim alanın artarak devam edeceğini söyleyerek tüm gayret ve çalışmalarının pamuk ekilişini artırmak olduğunu belirtti.





 “ÇİFTÇİLERİMİZİN PAMUĞU TERKETMEMELERİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”





Yılın ilk kütlü pamuğunu satın alan Çukobirlik Genel Müdürü Ahmet Durmuş Çakıcı, konuşmasında çiftçilerin çok büyük sorunu olduğunu kaydederek “Pamuk ekim maliyetlerinde öngörülemeyen çok yüksek artışlar oldu. Pamuk verimlerinde de çok ciddi düşüşler oldu. Bununla birlikte fiyatlarda da sıkıntılar yaşandı. Bu yıl inşallah verim yüksek olur. Fiyat konusu ise çiftçilerin bir yıl sonra tekrar pamuk ekmeyi düşeneceği bir fiyata gelir. Biz Çukobirlik olarak çiftçilerimizin pamuğu terketmemeleri için elimizden gelen tüm çalışmaları yapıyoruz.”





 “PAMUK ŞEHRİMİZİN İMAJIDIR”





26 yıldır kütlü pamuk üreten çiftçi Hasan Aslan, amacının Çukurova Pamuğunu unutturmamak olduğunu söyleyerek “Çukurova Pamuğu semboldür. Şehrimizin imajıdır. Yaşadığım her yıl pamuk ekmeye devam edeceğim. Devletimiz yeterli desteği verirse tüm çiftçilerin pamuk ekeceğini biliyorum. Desteklerinden dolayı Adana Ticaret Borsası’na sonsuz teşekkür ediyorum.” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°