SOĞUK HAVALARDA CİLT SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN 7 ÖNERİ
Manşet Haber 15.01.2020 18:17:51 0

SOĞUK HAVALARDA CİLT SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN 7 ÖNERİ

SOĞUK HAVALARDA CİLT SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN 7 ÖNERİ

Kış aylarında soğuk hava, rüzgar, kalorifer ve elektrikli soba kullanımı ile havasız ortamlar cilt sağlığını olumsuz etkiliyor. Kışın en sık görülen cilt rahatsızlıkları arasında; ciltte kuruluk, pullanma, egzama ve sedef gibi sorunlar ilk sıralarda yer alıyor. Uz. Dr. Hamza Aktaş, soğuk havalarda cilt sağlığını korumak için önerilerde bulundu.


 


1- Odaları nemlendirin


Kış mevsiminde havaların soğuk olması nedeniyle ev, iş yeri, alışveriş merkezi ve toplu taşıma araçları gibi kalabalık alanlar genellikle yeteri kadar havalandırılmamaktadır. Klima, elektrikli soba ve kaloriferler ile ısıtılan bu alanlar, cildin nemini kaybederek kurumasına ve çatlamasına neden olur. Bu durum, farklı egzama türlerini de tetikleyebilir. Bunun önüne geçmek için kapalı ve havasız ortamlarda oda nemlendiricileri kullanılabilir. Kalorifer gibi ısıtıcıların üzerine ıslak havlu veya kap içerisinde su konulabilir ve ortam günün belli saatlerinde havalandırılabilir.


 


2- Cildinize yoğun nemlendirici özelliği olan krem uygulayın


Nemlendirici kremler, jeller veya yağlı sabunlar ciltteki kurumayı, çatlamayı engellemek için özellikle kış mevsiminin sert geçtiği bölgelerde kullanılabilir. Kişi yolda, otobüste, metroda veya ofiste ellerindeki kuruluğu fark ettiği anda nemlendirici krem uygulamalıdır.


 


3- Alkol içerikli tonikler kullanmayın


Kuru cilt tipine sahip kişiler kesinlikle alkol içeren tonik kullanmamalıdır. Bu yapıdaki ürünler, cilt üzerinde bakteriyel koruma tabakasını kaldırarak kaşıntıya, kuruluğa ve enfeksiyona neden olabilir. Ayrıca cilt, sabun içeriği olmayan losyonlar ile temizlenebilir.


 


4- Sağlıklı beslenmeye dikkat edin


Sağlıklı beslenmenin de cilt üzerinde önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Omega-3 cilt bakımının etkisini artırır, bunun için haftada 2 kez balık tüketilmelidir. Kış mevsimine özel sebze ve meyveler tercih edilmeli, kuru baklagiller menülere eklenmelidir. Sağlıklı beslenme, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve doymamış yağların dengesini sağlar ve cilde parlaklık verir.


 


5- Uzun süreli sıcak banyo yapmayın


Soğuk kış aylarında sıcak banyo, ortalama 20 dakikadan sonra cildin yağ dengesini yok etmeye başlar. Bu yüzden suyun sıcaklığı düşürülmeli ve banyo süresi 20 dakikanın altında tutulmalıdır. Ayrıca banyondan sonra vücuda nemlendirici kremler uygulanabilir.


 


6- Dudaklarınızın da nemli kalmasını sağlayın


Dudak, yağ üretme özelliği olmadığından ciltte kurumaya en yatkın bölgedir. Bu yüzden özellikle dudak kuruluğundan şikayetçi olanlar ‘balm’ adı verilen ürünleri kullanabilir ve gece yatmadan önce de nemlendirici krem uygulayabilir.


 


7- Yaz için şimdiden hazırlığınızı yapın


Kış, dermatolojik işlemlerin uygulanması açısından en uygun mevsimdir. Çünkü cilt uygulamalarından sonra güneş ışınlarına maruz kalınmamalıdır. Cildinde leke, kırışıklık, sarkma problemi olan kişiler, bu dönemde dermatoloji uzmanına başvurup uygun işlemleri yaptırabilir.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°