“SOSYAL BELEDİYECİLİK” DENEN ŞEY…

“SOSYAL BELEDİYECİLİK” DENEN ŞEY…


Sosyal belediyecilik denilince anlatılan neydi belleğimizi zorlayalım…
Mahallelerdeki gereksinim duyanlar belirlenecek,
Günün orta yerinde belediye görevlileri araçlarıyla evin önüne dayanacak,
Dar gelirlinin sokağa açılan kapısı çalınacak,
Kapı eşiğinde dar gelirli ile çocuğunun “yardım bekler” bakışına odaklanacak,
Bir belediye görevlisi hazırlanmış kolilerden birini aile bireyine uzatacak,
Destek yapılanları gölge gibi izleyen görevli fotoğraf makinesinin deklanşörüne basarak o anın önemini/ anlamını taşıması bakımından gazetelere/ portallara görselle yazılanları servis edecek!
Gazetelere servis edilen “bültende”; bu yapılanın “sosyal belediyecilik” örneği olduğu, desteği alanları verenlerin bilmek istediği, bunu “en iyi” kendilerinin yaptığı yer alacak!
Buna da herkes inandırılacak; delirtmeyin beni!
***
Dağıtımı yapanlar; “sosyal yardıma gereksinmek” ne demek bilmeyince, mutfaktaki kazanın içinde neyin pişirilmeye çalışıldığını anlamaya çalışmayınca, “açlıkla sınanmanın” ne olduğunu yaşamayınca her şey oyun gibi geliyor olmalı…
Bir yandan araçları dolduruyorlar, bir yandan yollara koyuluyorlar, bir yandan kapıları dolaşıyorlar, bir yandan…
Ay sonunda hesaplarına yatan aylığı “ne için” alıyorlarsa başka…
***
Asıl “sosyal yardımın” başka bir biçimde yapılabildiğinin örneklerini arada bir de olsa duymayanımız yok!
Demek ki “yapılabilmesinde” hiçbir zorluk/ hiçbir engel olmadığı gibi, kimsenin de “oyun kurmalar” yaşatmadan “desteklemeler” yapılabiliyormuş!
Ne biri paketi uzatabiliyor,
Ne biri uzanan pakete uzanabiliyor,
Ne bu anı “fırsat” sayanlar deklanşöre bastırabiliyor…
Olması gereken gibi…
***
İlki Ankara anakent Belediyesi’nden…
Haber “başkentlilere yüz milyon TL’lik destek” diye geçti.
Başkan Mansur Yavaş, açıklamasında “ilk etapta basımı ve dağıtımı yapılan Başkent Kart sahibi vatandaşlardan 112 bin 785 kişinin her birine 400 lira olmak üzere toplam 45 milyon 114 bin TL tanımlandı. Yükleme işlemleri diğer kalan Başkent Kart sahipleri için de hızlandırılırken, vatandaşlar kartlarına yüklenen parayla diledikleri marketten alışveriş yapabilecek” dedi.
Öyle ya, evinde makarnası olan/ yağı eksik olmayana “yeniden” makarna vermenin gereği var mı?
Evinde yağı/ makarnası olana, ancak elektrik/su borcu bulunana koli dolusu “erzak” vermenin anlamı…
Karta yüklenen destekle yurttaş istediği yerden alış-verişini yapabilecek…
Üstelik hiç kimse de gelip “ödemeyi nasıl yapıyorsun” diyemeyecek, birileri deklanşöre basıp medyaya servis edemeyecek!
Başkan Yavaş, her ne denli sağ siyasetten gelmiş, söylemi sağ odaklı olursa- olsun; ortaya koyduğu eylem, yurttaşla ortak öyküler oluşturması, işine odaklanması “başta” sol siyasette olduklarını ileri süren belediyelerin örnek sayması gereken bir olgu diye düşünüyorum.
***
İkinci örnek Bursa…
Anakentin AKP’li belediye başkanı, “geçtiğimiz yıl Temmuz ayında devreye alınan Kart16 uygulamasından şu an 7 binin üzerinde aile yararlandırıyor, Kart16 Sosyal Destek Çekleri ise 100 bin aileye ulaştırılıyor” bilgisini veriyor.
Kart16, Bursa’ya özgü destek kartı. Covid 19 sürecinde yurttaşların yanında oluyor. Binlerce dar gelirli yurttaşın yararlanması sağlanıyor. Şimdi de yüzbin dar gelirli için Kart16 sosyal Destek Çekleri gerçekleştiriliyor…
Ekonomik anlamda olumsuz etkilenen, faturalarını ödeyemediği için elektriği kesilme durumuna gelen yirmi bin ailenin elektrik faturaları, yine aynı durumdaki yirmi bin ailenin su faturası, yine öğrencilerin uzaktan eğitimden yoksun kalmaması için de ödenmemiş faturalar yüzünden interneti kesilme noktasına gelen yirmi bin ailenin faturası ödenmek için çalışmalar yapılıyor.
Ayrıca işyerini kapatmak zorunda kalan esnafların evlerinde kullandıkları su faturalarında yüzde elli indirime gidiliyor.
Tam kapanma uygulamasında genelge kapsamında iş yerini kapatmak zorunda kalan esnafa kira desteği veriliyor.
İşyerini kapatmak zorunda kalan kiracılarından kapalı oldukları süre boyunca kira almıyor.
Önemli not şu:
Bu yıl destekler erzak paketi olarak değil de, Kart16 uygulaması üzerinden yapılmaya özen gösteriliyor!
***
“Sosyal Belediyecilik” denen şey, davulla/ zurnayla yapılanlar değil; özellikle “desteği” bekleyenden başkasına duyurmamakla yapılandır!
Hem öyle “soğan/ patates” kamyonlarındaki gibi bir dağıtımın da “sosyal” olmakla bir ilişkisi yoktur, bu olsa olsa yokluğa sırıtmaktır/ yurttaşın yüreğine dokundurtmaktır/ acılandırmaktır!
Şu an tüm dar gelirliler evlerine kapatıldı; dar alanlı evlerinden çıkacakları olanakları da yok, markete gidecek durumları da yok, çocuklarını güldürecek yüzleri de yok!
“Sosyal Belediyecilik” söylemiyle varlıklarını sürdüren belediyeler, gerçekten “Sosyal Belediyecilik” koşullarını yerine getirmeye var mısınız?

Oktay EROL

3.05.2021 13:05:48

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI