“SOSYAL YATIRIMDA KÂR, TOPLUMDA YARATILAN DEĞERDİR”
Manşet Haber 11.03.2020 14:23:58 0

“SOSYAL YATIRIMDA KÂR, TOPLUMDA YARATILAN DEĞERDİR”

“SOSYAL YATIRIMDA KÂR, TOPLUMDA YARATILAN DEĞERDİR”

Esas Sosyal Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı, Esas Sosyal’in gençler ve istihdam alanındaki sosyal yatırımlarını değerlendirmek ve ülkemizdeki az bilinen üniversite mezunlarına iş hayatına geçiş süreçlerinde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla 2016 yılında hayata geçen “İlk Fırsat Programı” hakkında bilgi vermek için bir toplantı düzenledi. Toplantıda, Bilkent Üniversitesi ile gerçekleştirilen üniversite mezunu gençlerin iş gücüne katılım durumları ve İlk Fırsat Programı’nın yarattığı sosyal etki araştırması sonuçları da paylaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre, ülkemizdeki az bilinen üniversitelerinden mezun olan gençlerin işgücü piyasasında daha dezavantajlı olduğu ortaya çıktı.
Şevket Sabancı ve ailesi tarafından sürdürülebilir sosyal yatırımlar yaparak ülke kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Esas Sosyal’in gençlik ve istihdam alanındaki sosyal yatırımlarını ve gençlere fırsat eşitliği sağlayan “İlk Fırsat” Programı ile ilgili gelişmeleri paylaşmak üzere 11 Mart, Çarşamba günü bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda, Bilkent Üniversitesi ile gerçekleştirilen üniversite mezunu gençlerin iş gücüne katılım durumları ve İlk Fırsat Programı’nın yarattığı sosyal etkiyi gösteren araştırma sonuçları da paylaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre, ülkemizdeki az bilinen üniversitelerinden mezun olan gençlerin işgücü piyasasında daha dezavantajlı olduğu ortaya çıktı.
Esas Sosyal Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı, şöyle konuştu:
“Esas Holding olarak 5 ana faaliyet alanında hizmet veriyoruz. Bu alanlardan biri sosyal yatırım alanı. Biz Esas Sosyal’i işimizin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Sürdürülebilir sosyal yatırımlar yaparak ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunma hedefiyle çıktığımız bu yolda, ilk yatırım alanımız olarak gençler ve istihdam alanını seçtik. Çünkü gençler ülkemizin geleceği ama burada önemli bir problemimiz var. Ülkemizde yükseköğrenim mezunu eğitimli gençlerin sayısı artıyor. TÜİK’in 2018 yılında açıkladığı verilere göre üniversite mezunlarının oranı 10 yılda yüzde 12.8’den yüzde 31.5’a yükselmiş. Ancak aynı süreçte üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı da artmış. Özellikle az bilinen devlet üniversitelerinden mezun olan gençler, fırsat eşitsizliğiyle karşılaşarak işsiz kalıyorlar. Esas Sosyal olarak 2014’ten başlayarak bu güne kadar 30’a yakın araştırma yaptırdık. Araştırmalar gençlere destek verildiği takdirde genç işsizliğinin çözümü konusunda ciddi bir fark yaratılabileceğini gösteriyor. Biz de üniversite mezunlarına fırsat eşitliği sağlayarak, bugünümüze ve geleceğimize yatırım yapabiliriz dedik. Gençlere ilk iş deneyimi ve eğitim desteği sunan yenilikçi bir sosyal yatırım programı olan İlk Fırsat Programı’na 2016 yılında başladık.
4 yıllık program sürecimizde 95 İlk Fırsat katılımcısının sivil toplum kuruluşlarında iş deneyimi edinmesini sağladık. Gençlerin istihdamında katkıda bulunduk, deneyim kazanmalarını sağladık ve sivil toplum bilinci de aşıladık. 2020’de 55 yeni mezuna daha destek vereceğiz. Böylece 5 yılda 150 gence ulaşacak, birbirinden değerli 31 STK’ya da nitelikli iş gücü sağlamış olacağız. İlk Fırsat programı kapsamında genç katılımcılarımız, paydaşımız olan 31 sivil toplum kuruluşunun yöneticileri, mentor ve eğitmenler ile İlk Fırsat misyonunu paylaşan yöneticileri de kapsayan 400’den fazla kişiye ulaşan geniş bir etki alanına sahip olduk. 1000’e yakın gencin ilk mülakat deneyimini yaşamalarını sağlayarak bir şekilde onlara da dokunmuş olduk. Anadolu’da da çok başarılı gençler var, ancak iş hayatına çok dezavantajlı başlıyorlar. Bu gençlerin barındırdığı cevherin, iş dünyasındaki kurumlar tarafından fark edilmesini sağlamak istiyoruz. Artık kurumlar işe alımlarda yeni mezun gençlerin sadece okudukları okullara değil, potansiyellerine de bakmalılar, insan kaynakları yöneticileri mülakatlarda bu gençlere de şans vermeliler. İlk Fırsat yetenek havuzunda eğitimli ve deneyimli pek çok genç var, biz bu nitelikli iş gücünü kurumlara açıyoruz. İşe alımlarda onlara da şans verin, onları da değerlendirin diyoruz“
Üniversite mezun sayısı artıyor ancak işsizlik oranı da artıyor
Toplantıda Bilkent Üniversitesi ile gerçekleştirilen araştırma hakkında bilgiler paylaşan Esas Sosyal Kurucu Direktörü Filiz Bikmen, “2005-2009 yılları arasında Türkiye’de 41 yeni devlet üniversitesi açıldı, kontenjan yüzde 60 arttı. Yükseköğrenimdeki kadınların sayısı erkekleri geçti. Son 14 yılda 22-27 yaşta kadın yükseköğrenim oranı erkekten fazla. Mezun sayısı artıyor, ancak yükseköğrenim mezunu işsiz kadın erkek sayısı da artıyor. AB ülkelerinde yükseköğrenim mezunu gençlerin istihdam oranı artarken Türkiye’de azalıyor.İşsizlik oranında en büyük artış mühendislik ve sosyal bilimler mezunları arasında. Erkeklerde mühendis işsizliği, kadınlarda sosyal bilimler işsizliği en yüksek oranda. Yeni mezun genç işsizlik oranı mezun olunan üniversite ve bölüme göre de farklılık gösteriyor. Araştırma verileri az bilinen üniversitelerden mezunların iş bulma süresi, kamuda iş bulma, hane halkı geliri açısından diğer üniversitelere göre daha dezavantajlı olduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre İlk Fırsat Programı’na katılan gençler çalışma hayatında programa katılamayan kişilere oranla daha kolay iş buluyor. İlk Fırsat Katılımcılarının program bitmeden iş teklifi alma oranı yüzde 82, program bitiminden sonraki 3 ay içinde işe girme oranı yüzde 94, 6, ay sonundaki istihdam oranı ise yüzde 100. Programa katılan gençler aldıkları eğitimler, kazandıkları iş tecrübeleri ve edindikleri network - ilişki ağı sayesinde iş hayatında önemli bir avantaj elde ediyorlar ve daha yüksek maaşlarla iş hayatına başlıyorlar” dedi.
Kolektif etkinin gücüne inanıyoruz
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Emine Sabancı Kamışlı, “Araştırma sonuçları bizlere İlk Fırsat Programı’nın az bilinen üniversitelerden mezun gençlerin işe geçiş süreçlerine anlamlı bir katkı yaptığını gösteriyor, bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Esas Sosyal olarak kolektif etkinin gücüne inanıyoruz. Üniversiteli mezun işsizliği hepimizin sorunu, ülkemizin geleceğini ilgilendiren bu önemli sorunun çözümü için hepimiz el ele vermeliyiz. Ayrı ayrı kurumlar olarak değil, hep birlikte hareket ederek sonuca ulaşabiliriz. Bu kolektif etki yaklaşımını yaptığımız tüm işlerde uygulamaya çalışıyoruz. Esas Sosyal olarak önümüzdeki dönemde de İlk Fırsat programını geliştirmeyi, az bilinen üniversitelerden mezun gençlerimize daha fazla fırsat eşitliği sağlayacak yeni çalışmaları başlatmayı hedefliyoruz. İlk Fırsat Programının ikinci 5 yılına başlayacağımız 2021 yılından itibaren yeni sosyal yatırım stratejilerimizi buna göre oluşturmayı hedefliyoruz. 10 yıl boyunca yapacağımız sosyal yatırımların gençlik ve istihdam alanında, ilk 5 yılımızda da olduğu gibi, ölçülebilir etkiler yaratmasını hedefliyoruz ”dedi.
Üniversiteden yeni mezun gençlere ilk islerine geçişte fırsat eşitliği sağlamak için Esas Sosyal olarak öncülük üstlendiklerini belirten Emine Sabancı Kamışlı ,“Bugün yeni mezun katılımcılarımızla, programa dahil olan sivil toplum kuruluşlarıyla ve onların yöneticileri, eğitmen ve mentorlarımızla, programa aynı ve maddi olarak destek veren kurumlarımız ve onların değerli yöneticileriyle kocaman bir aile olduk. Hedefimiz bu aileyi daha da büyütmek ve sosyal etkimizi arttırmak. Bunun için, misyonumuzu paylaşan kurumları İlk Fırsat’a destek olmaya, çözüme katkı sağlamaya davet ediyoruz. İlk Fırsat Programına 2020 yılında 20 kurum destek olacak, onlara da bu konuya verdikleri önem ve duyarlılıkları için teşekkür ediyorum. İnanıyoruz ki, yeni mezun istihdamında fırsat eşitsizliği problemi özel sektörün örnek uygulamaları ve duyarlılığıyla çözüme yaklaşacak.” dedi.
İş dünyasına geçişte yaşanan deneyim ve beceri eksikliklerine çözüm üretmeyi hedefliyoruz
Esas Sosyal Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı sözlerine şöyle devam etti: “Yola çıkarken bir hedefimiz vardı, gençlerin işe geçişte yaşadıkları fırsat eşitsizliklerini belirlemeyi, olabildiğince çözüm modelleri oluşturmayı, iş dünyası ve kamuoyunu da bu konuda bilinçlendirmeyi istedik. Görüyoruz ki, iş dünyasına geçişte gençlerin deneyim ve beceri eksikleri devam ediyor, bazı konularda yeterince verim alınamıyor. Örneğin, pek çok kurum öğrencilere burs imkanı sağlıyor ancak burs takiplerinde eksiklikler olduğunu gözlemliyoruz. Ancak bursiyerleri takip etmek ve böylece gençlere yapılan yatırımın devamlılığını sağlamak konusunda hepimiz sorumluyuz. 5 yıl içerisinde hem sahada hem de yaptığımız araştırmalarda çok fazla şey öğrendik. Esas Sosyal olarak devam eden sosyal yatırımlarımız ile, tüm paydaşlarla birlikte çözüm üretmeyi amaçlıyoruz. Ne mutlu bize ki, sadece 5 yıl gibi kısa bir sürede halkımız yaptığımız çalışmaları takdir ederek, bizi sosyal sorumluluğu en yüksek 20 şirketten biri olarak seçti. Onlardan aldığımız güçle önümüzdeki yıllarda da gençlere fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gelin, yeni mezun istihdamı konusunda el ele verelim, gençlerimize fırsat eşitliği sağlayalım. Unutmayalım ki, gençlere fırsat vermek, hem bugüne hem de geleceğe yatırım yapmaktır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°