SÖZLÜ’DEN ÇERKES SÜRGÜNÜ ANITI İSTEDİLER
Manşet Haber 9.02.2017 12:43:37 0

SÖZLÜ’DEN ÇERKES SÜRGÜNÜ ANITI İSTEDİLER

SÖZLÜ’DEN ÇERKES SÜRGÜNÜ ANITI İSTEDİLER

Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'yü makamında ziyaret etti
Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı İsmail Güneş ve yönetim kurulu üyeleri Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü ziyaret ederek 18 Şubat 2017 tarihinde düzenlenecek olan AÇKD 50. yıl gecesine davet ettiler.
Çerkes toplumunu çok yakından tanıdığını ve acı bir göç sonrası Osmanlı Coğrafyasına gelen Çerkeslerin yaşadıkları acıların tarihin hüzünlü sayfalarında yerini aldığını belirten Başkan Sözlü, hizmet noktasında Adana'da yaşayan herkesi kucakladığını ifade etti.
Çerkes toplumu olarak nitelikli insan gücü ve dernek olarak kentin tüm sorunlarına duyarlı olduklarını ve çözümler konusunda sorumluluk almaktan mutlu olacaklarını ifade eden Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı İsmail Güneş, Başkan Sözlü'ye Çerkeslere olan duyarlı tavrı ve kente hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.ismailgunes_sozlu (2)
ÇERKES SÜRGÜNÜ ANITI
Ziyaretleri esnasında Çarlık Rusya’nın Çerkesleri sürgününde yaşamını yitiren Çerkesler için Adana'da bir anıt dikilmesini isteyen dernek yöneticilerine uygun bir yer tespit edilmesinin ardından Adana Büyükşehir Belediyesi olarak kendilerine düşeni yapacaklarını belirten Başkan Hüseyin Sözlü, ziyaret sonunda Adana Çerkes Kültür Derneğine Atatürk resminin olduğu bir tablo hediye etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°