SÖZÜTEK
HABERLER 22.05.2019 20:29:39 0

SÖZÜTEK'TEN ESNAFA MUAYENE UYARISI

SÖZÜTEK'TEN ESNAFA MUAYENE UYARISI

Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütek, kullandığı ölçü aletinin muayenesini farkında olmadan yaptırmayan esnafa sağlanan muafiyetin 28 Mayıs'ta sona ereceğini hatırlatarak, esnafa 'mağdur olmayın' uyarısında bulundu.

Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (Adana ESOB) ve Minibüsçüler Odası Başkanı Nihat Sözütek, 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nda yapılan değişikliğin 28 Şubat'ta yürürlüğe girdiğini belirterek, ölçü aletinin muayenesini farkında olmadan yaptırmayan esnafa bir defaya mahsus muafiyet getirildiğini hatırlattı. Değişiklikle sağlanan muafiyetin 28 Mayıs 2019 Salı günü mesai bitiminde sona ereceğini kaydeden Birlik Başkanı Sözütek, periyodik muayene sürelerini geçiren esnafın cezai duruma düşmemeleri için kullandığı ölçü aleti türüne göre İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü ya da yetkili muayene servislerine başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.

Kanun değişikliğinin amacının, ölçü aleti kullanıcılarının mağduriyetlerini ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Başkan Nihat Sözütek, '1 Aralık 2018 tarihinden önce damgası kopmuş, bozulmuş, damga süresi geçmiş ölçü aletlerinin kullanıcılarının tamamını kapsayan bu muafiyetten yararlanmak için başvuran esnafımız herhangi bir idari para cezası ödemeksizin muayene ve damgasını yaptırarak ölçü aletini kullanabilecektir. Aksi halde esnaf ve sanatkarlarımız ciddi para cezaları ile karşı karşıya kalabilir' ifadelerini kullandı.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°