SÜEL’DEN  “DANS” TEMALI SERGİ
KÜLTÜR-SANAT 25.10.2020 11:55:54 0

SÜEL’DEN  “DANS” TEMALI SERGİ

SÜEL’DEN  “DANS” TEMALI SERGİ

Ressam Müge Süel, 38’i pandemi döneminden toplam 45 eserden oluşan ve “Dans” adını verdiği kişisel sergisini Adanalıların beğenisine sundu.

Korart Galeri’de açılan sergisi hakkında bilgi veren Süel, pandemi kelimesini 2020 yılında öğrendiğini belirterek, “Covid-19 Corona virüsü bize sadece bunu öğretmedi fikrindeyim. Ben çok şey öğrendim bu yeni virüsten. Bilmediğim ne çok şey olduğunu bana yeniden öğretmesinin ötesinde yüzleşmelerim ritüele dönüştü. Farkındalığım arttı, süreci kavrayabilmek en başta özellikle ilk iki ay benim için belki de hepimiz için çok zordu. Zordu ve çözemeyeceğimi düşündüğüm için biraz korkunçtu da. Öznel dünyama yol aldım bu yolculukta. Evrensel oluşumdaki tüm canlıların yasam hakkını sorgularken, kendi türümün ne kadar baskın ve etkin ve tüketen olduğunun bilinci de yükseldi. Aynı zamanda ne kadar çaresiz ve had bilmezlikten bilir hale geçişini de gözlemledim. Ve masum, iyi yönümüzün doğaya olan aidiyetimizi fark ettikçe iyiliğimizin arttığını, doğadan kopuşlarımızda bizi sanatın iyileştirdiğinin sağlamasını da gözlemlemiş oldum. Tiyatro, sinema, edebiyat, dans, müzik, resim, heykel gibi tüm sanat dalları için söyleyebiliriz ki doğa ve sanat, insanın yaşamdaki esin ve şifa kaynaklarıdır. İnsan bu şekilde iyileşiyor, erdem ve akıl yolu açılıyor, bu şekilde öze dönen güzel varlıklar oluyoruz “ dedi.

[caption id='attachment_126446' align='alignnone' width='300'] ????????????????????????????????????[/caption]

Bireyin, pandemiden önceki sosyal mesafesiz yalnızlığını pandemide sosyal mesafede özüne yaklaşıp çoğalttığını düşündüğünü ifade eden Ressam Müge Süel, “Umuyorum pandemi bittiğinde ya da yeni normal denilen yaşam içerisinde yol alırken, hepimiz iç dünyalarımızda yol alırken öznelliğimizi nesnellikle yitirmeden birbirimize şifa kaynağı olup, evrende konuk ve diğer canlılarla eşit olduğumuzun bilinçli farkındalığı ile yükseliriz” diye konuştu.

Dans adlı sergisini de anlatan Süel, “D AN S içindeki “AN” zamanın ve insanın yaşam içindeki değerliliği; iyi ve mutlu olma iyileşme ve şifa bulma fikrinden “dolaysız” “kurgusuz” “olduğu gibi” durumlarından yola çıkmış fikirlerin resimleridir” şeklinde konuştu.

Süel’in sergisi Cemalpaşa Mahallesi Bahar Caddesindeki Korart Galeri’de 01 Kasım 2020 tarihine kadar açık kalacak.

[caption id='attachment_126444' align='alignnone' width='300'] ????????????????????????????????????[/caption]

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°