Sulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri SorduSulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri Sordu
Manşet Haber 1.04.2016 01:29:55 0

Sulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri SorduSulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri Sordu

Sulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri SorduSulama Birliklerindeki Taşeron İşçileri Sordu

CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, sulama birliklerinde çalışan ve sayıları 4 bin 750 olan çalışanların kadro sorununu TBMM gündemine taşıdı. “Taşeronu Kaldıracağız” diyen ikidarın sulama birliklerindeki çalışanları görmezden geldiğini savundu.

ibrahim_ozdis_tbmm_kursuÖzdiş, TBMM Başkanlığına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yazılı yanıtlanması istemiyle verdiği önergesinde, ülkemizdeki sulama tesislerinin asıl kullanıcısı olan DSİ’nin teklifi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığının oluru ile kurulan, mahalle idare birliği niteliğindeki sulama birliklerinde yıllardır birçok sorun görmezden gelindiğini savundu. CHP Milletvekili Özdiş,”Kurumsal yapısı ve çalışanlarının statüsü sürekli değişikliğe tabii tutulan 389 adet sulama birliğinde çeşitli görevlerde toplam 4750 personel çalışmaktadır. Çalışan personeller sözleşmeli, geçici işçi, 5620 sayılı kanuna göre geçici işçi, 4857 sayılı kanuna göre çalışan işçi ve valilik vizesi ile geçici işçi olmak üzere sosyal devlet hukukuna ve eşit işe eşit ücret anlayışına ters bir anlayışla çalıştırılmaktadır. “ dedi.

İbrahim Özdiş, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ndan yazılı yanıtlanmasını istediği sorular şöyle:

“15620 sayılı kanunla sulama birliği personeline verilen kadroların akıbeti nedir? 6172 sayılı kanunda bu kadrolardan niçin bahsedilmemiştir?

2-Birlikler arası maaş ödemelerinde dengesizlik var mıdır? Aynı işi yapmakta olan 2 kişi farklı maaş almakta mıdır?

3-Kuruldukları yıldan bu yana sulama birliklerinde çalışan kişilere ne kadarlık ödeme yapılmıştır? Kadrolu eleman olmaları halinde bu ödeme tutarı ne olacaktır? Bu konuda bir istatistik tutulmuş mudur?

4-Yaklaşık 800 bin kişiyi ilgilendiren taşeron sisteminin kalkacağını açıklayan hükümetinizde sadece 4750 kişilik bu kadroyu açmak neden bu kadar zordur? Sulama birlikleri neden görmezden gelinmektedir?

5-Yakın zamanda 6172 sayılı Sulama Birliği Kanunu’nda değişiklik yapılacağı söylentilerini duymaktayız. Diğer ilgili bakanlıklarla beraber, sulama birliklerinde çalışan 4750 personeli kadroya alma gibi bir planınız var mıdır? “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°