Sümer ikisine de adayım sensin dedi mi?
Manşet Haber 28.02.2014 12:03:42 0

Sümer ikisine de adayım sensin dedi mi?

Sümer ikisine de adayım sensin dedi mi?

Adana Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Rifat Söylemez CHP’de aday belirlemede yaşananları köşesine taşıdı. Söylemz’in “Sümer ikisine de adayım sensin diyordu” başlığı ile yayınladığı köşe yazısında CHP İl Başkanı Orhan Sümer’in hem Aytaç Durak hem de Zihni Aldırmaz’ı adaylık konusunda idare ettiği yazısı şöyle:

aldirmaz_durakYerel seçimde CHP'nin kaderini 5'li komisyon olarak adlandırılan ve Genel Başkan yardımcıları Adnan Keskin, Gökhan Günaydın, Bülent Tezcan, Umut Oran ve  Bihlun Tamaylıgil'den oluşan komite belirleyecekti.

Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Adana'nın da adayları bu 5'li komisyon tarafından tesbit edilecekti.
Bu komisyon aday adaylarını bir ön elemeden geçirecek belirlediği isimleri karar için partinin üst kurullarına yani sırasıyla MYK ve Parti Meclisi'ne sunacaktı.
Üstlendiği sorumluluk gerçekten çok önemliydi.
Hem Türkiye'nin hem CHP'nin kaderi onların eline teslim edilmişti.
Baştan söyleyeyim; maalesef Onlar aldıkları bir çok kararla Türkiye'nin de CHP'nin de kaderiyle oynadılar.
Adı siyaset tarihine 5'li komite olarak geçen bu isimler, kimilerine göre CHP'nin kaderiyle oynayan 'beşler heyeti' üstlendikleri görevi nasıl yaptılar, hangi kriterlere göre adayları belirlediler?
Adana için baktığımızda sadece Seyhan'da Zeydan Karalar ön seçime benzer bir temayül oylaması sonucu belirlenmiş, diğer isimler ikbal ve parti içi iktidar kavgalarındaki saflara göre şekil almıştı.
Aslında bu beşli komlitenin hedefi CHP'nin yerel seçimlerde zafer kazanması değil, tam aksine 30 Mart sonrası kurultay hesaplarına yönelikti.
Bir yanda Deniz Baykal ekibinin kalıntıları diğer tarafta Önder Sav'ı taşıma gayretindekilerin kurduğu tezgahlarla CHP Adana'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybetmeliydi!
Bu cümlemin altını kalın bir çizgiyle belirgin hale getirmek istiyorum.
5'li komitenin ana hedefi; Adana seçimi nasıl ve kimle kazanılırdan  öte kendi yol arkadaşlarını aday yapmaya yönelikti.
Aday adayları arasından adayı bulması gereken bu komite hangi ismi karşısına oturtup da dinleme, projelerini öğrenme ve o aday adayını tanıma ihtiyacı duydu ki?
Bırakın böyle bir girişimi anket sonuçlarını dahi ciddiye almadılar.
Çünkü beşler ekibinin derdi Adana gibi Türkiye'nin en önemli şehrinde seçim kazanmak değil dostları yani parti içi yol arkadaşlarını aday yapabilmekle sınırlıydı.
Bunda da başarılı oldular!
5'li komitenin yanlış kararlarında en büyük yardımcıları da İl Başkanı Orhan Sümer oldu.
Onlar kimi uygun görürlerse parti teşkilatının Adana'daki lideri 'emriniz olur efendim' diyecekti.
22 Aralık tarihinde CHP Parti Meclisi'nde bir çok il ve ilçenin belediye başkan adayı açıklandı.
Herkes o toplantıdan Aytaç Durak ya da Zihni Aldırmaz'ın Adana Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak açıklanacağını düşünüyordu.
Çünkü İl Başkanı Orhan Sümer tıpkı ilerleyen gün ve haftalarda tekrarlayacağı gibi, aynı anda hem Aytaç Durak cephesini hem de Büyükşehir'i vekaleten yöneten Zihni Aldırmaz'ı 'tamam başkanım yarın açıklanıyorsunuz' diyerek bir gün önceden verdiği müjdelerle mutlu ediyordu.
22 Aralık'ta toplanan CHP PM'nden sadece Seyhan adayı olarak Zeydan Karalar açıklanmıştı.
Aytaç Durak ve Zihni Aldırmaz'ın umutları bir sonraki toplantıya ertelenmişti.
Düşünsenize CHP gibi bir partinin İl Başkanı aynı anda hem Durak'a hem Aldırmaz'a 'Başkanım kesin aday sizsiniz, Genel Başkanım'da sizin isminizde kararlı' diyebiliyor ve koskoca insanları aldaratak günü kurtarmanın hesaplarını yapıyordu.
Böyle davranak ne kazanabilirdi ki insanoğlu.
Günlerin çabucak tükeneceğini ve bir gün gerçekler denizinde boğulacağını düşünmeden böyle nasıl rahat davranabilir ki bir siyasi partinin il başkanı?
16 Ocak'a kadar sürdü bu masallar.
CHP Genel Merkezi ana baba günüydü 16 Ocak'ta.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen partililer büyük bir heyecan içerisinde adayların açıklanmasını bekliyordu.
İl Başkanı Orhan Sümer ve Seyhan İlçe Başkanı Reşit Karakuş Ankara Sürmeli Oteli'ne yerleşmiş bir yandan Genel Merkezle Ramada Otel arasında mekik dokuyor, diğer taraftan telefonla arayıp sürekli bilgilendirdiği  Aytaç Durak'ı yanıltmaya devam ediyordu.
Ramada Otel'le CHP İl Başkanı Orhan Sümer'in ne bağlantısı olabilirdi?
Çünkü aynı gün Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz'ın Başdanışmanı ve yeğeni Cengiz Dinçer Ramada Otel'de kalıyordu.
Aylar süren görüşmeler sonunda işin final anı gelmiş, saatler sonra Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağı öğrenilecekti.
Orhan Sümer ile Reşit Karakuş kapalı kapılar ardında Zihni Aldırmaz ve Cengiz Dinçer'le görüşmüş tıpkı Durak'a söylediklerini bu iki isme de defalarca tekrarlamışlardı.
Orhan Sümer'in iki adayı vardı; Aytaç Durak ya da Zihni Aldırmaz.
Hangisi olsa kendisi için farketmiyordu.
Burada şunu da açıklamam gerekiyor.
Durak ve Aldırmaz isimlerini ayrı ayrı CHP'ye davet eden isim Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'ydu.
Sümer bu konuda bilgi sahibi olduğıu için ikisene de yakın olma çabasındaydı.
Sonuçta parti ile adaylığını düşünen iki isim arasındaki köprü görevini Orhan Sümer üstlenmişti.
Tabii bunu ne için ya da neyin karşılığında yaptığını elbette ilerleyen bölümlerde sizlerle paylaşacağım.
İşe adam aldırma, şahsa özel imar tadilatları bu ilişkileri sağlamlaştırmış mıdır merak etmeyin bunu da okuyacaksınız.
Orhan Sümer siyasi ve ticari zekası yüksek olan bir isimdir.
Aytaç Durak ya da Zihni Aldırmaz olmaz ise üçüncü bir yol daha belirlemeliydi.
O yolunu da çizmiş, aylar öncesinden Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan'la Büyükşehir adaylığını konuşmuştu.
Kısacası Sümer İl Başkanlığı koltuğunda boşa kürek çekmeme konusunda kararlıydı.
Altılı ganyan oynayanlar bilir, riskli koşularda o ayağın tümünü kapatır, bütün atları yazar  ve hepsi diye işaretler.
Kim kazanırsa farketmez o saatten sonra.
Sümer'de aday adayları arasında hepsini işaretlemiş maşallah.
Kaybeden CHP de olsa daha aday açıklanmadan kazanan Sümer olmuştu.
Yarın ilginç bir röportajı okuyacaksınız.
Yılmaz Yakar'la yaptığımız röportajda Orhan Sümer'in bu süreci nasıl yönettiğini, yaşananları yani kısacası CHP'de işlerin nasıl yürüdüğünü, öncesini ve sonrasını şaşkınlık içerisinde okuyacaksınız.(http://www.adanahabergazetesi.com.tr/yazi-sumer-ikisine-de-adayim-sensin-diyordu.html)

 

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°