SÜMER KEPENK KAPATAN ESNAFI SORDU
Manşet Haber 2.10.2018 11:07:32 0

SÜMER KEPENK KAPATAN ESNAFI SORDU

SÜMER KEPENK KAPATAN ESNAFI SORDU

TBMM KİT Komisyonu Üyesi ve CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, ekonomik krizle birlikte, her geçen gün artan Adana’nın ekonomik ve sosyal sorunlarını TBMM gündemine taşıdı. Sümer, Adana’da firmaların ve küçük esnafın yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle kepenk kapattığını, kentte işsizliğin ve yoksulluğun her geçen gün arttığını belirterek, alınacak önlemleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
Yılbaşından bu yana Türk Lirası’nın (TL) yüzde 40 değer kaybettiğini ve kredi faizlerinin yüzde 30’lara ulaştığını hatırlatan Sümer, bu nedenle krize giren yüzlerce şirketin iflastan bir önceki aşama olan konkordato başvurusunda bulunmak üzere mahkemelerin yolunu tuttuğunu kaydetti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre, yılbaşından bu yana kapanan 6 bin 923 işyerine, geçen ağustos ayında 954 işyerinin daha eklendiğini, böylece yılın ilk sekiz ayında kapanan işyeri sayısının toplam 7 bin 877’ye ulaştığını vurguladı.
ADANA’YA ÖNEM GÖSTERİLMELİ
Ekonomik krizin etkilerini en çok hisseden illerden birinin de Adana olduğunu vurgulayan Sümer, 2018 yılının, Adana için adeta kayıp bir yıl olduğunu belirtti. “Yıllardır ihmal edilen Adana’da çok sayıda KOBİ ya kapanmış ya da işçi çıkararak küçülme yoluna gitmiştir. Kentteki işsizlik oranı her zamanki gibi rekor düzeyini korumuş, küçük esnaf ise ödeyemedikleri prim ve özel banka borçları nedeniyle icra takibi başta olmak üzere çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmış, pek çoğu ise kepenk kapatma yoluna gitmiştir” diyen Sümer, şöyle devam etti:
“Yaşanan ekonomik krizin yarattığı ekonomik ve sosyal yıkımın yol açtığı yaraların sarılması için Adana’ya özel bir önem gösterilmesi gerekmektedir. Zira önceki yıllarda tarım ve tarıma dayalı sanayinin lokomotifi, öncü sanayi kuruluşlarının varlığı ile öne çıkan ancak yıllardır ihmal edilen Adana’da gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksulluk oranı her geçen gün artmakta, bu durum da pek çok yeni sosyal sorunu beraberinde getirmektedir. TÜİK’in yaptığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2017” yılı araştırmasına göre gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler arasında yüzde 19,9 ile TR62 (Adana, Mersin) ilk sırada almıştır”
KRİTİK ON SORU
Sümer, Adana’nın var olan sıkıntılarına yenilerinin eklenmemesi ve sosyal sorunların ortaya çıkmaması için alınması gereken önlemler çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan şu sorularına yanıt verilmesini talep etti:
“.2015-2018 yılları arasında Adana’da açılan ve kapanan işyeri sayısı kaçtır? Bu dönemde kaç kişi işsiz kalmıştır?
.Aynı dönemde, Adana’da her bir yılı ayrı gösterilmek üzere; kullanılan konut, araç ve tüketici kredisi sayısı ve toplam tutarı nedir?
.Aynı dönemde, söz konusu kredilerden kaçı takibe düşmüştür? Anapara ve faiz oranı nedir?
.Aynı dönemde Adana ilimizde sanayi ve tarımda kullanılmak üzere kullanılan kredi sayısı ve miktarı nedir? Takibe düşen ve hakkında icra işlemi yürütülen kredi sayısı ve miktarı nedir?
.Aynı dönem içinde Adana’daki işsizlik oranı nedir? Söz konusu oran, ülke ortalamasının üzerinde midir? İşsiz vatandaşlarımızın yaş ve eğitim gruplarına göre durumu nedir?
.Aynı dönemde Adana’da İŞKUR’a müracaat etmiş vatandaşlarımızın sayısı kaçtır? Kaç vatandaşımıza istihdam olanağı sağlanmıştır?
.Aynı dönemde, Adana’da İşsizlik Sigortası Fonu’ndan faydalanmak üzere kaç kişi başvuruda bulunmuş, kaç kişiye ne kadar işsizlik sigortası ödemesi yapılmıştır?
.Ekonomik krizden en çok etkilenen kesimler olan reel sektör, esnaf ve çiftçilerimizin yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi ve Adana’da özel olarak istihdamın artırılmasına yönelik aldığınız/alacağınız tedbirler nelerdir? Var ise söz konusu tedbirler ne zaman uygulamaya konulacaktır?
.Belirtilmiş olan dönemde vatandaşlarımızın kredi borçlarının, borç faizlerinin silinmesi ve borçlarının yeniden yapılandırılması düşünülmekte midir?
.Türkiye genelinde en yoksul ve gelir dağılımında en adaletsiz şehir konumunda olan ve yaklaşık 4 milyon vatandaşımızın yaşadığı Adana ve Mersin’in bu konumundan çıkarılması, kentlerde yaşanan sosyal sorunların önüne geçilmesi için yaptığınız çalışmalar ve hedefleriniz nelerdir?”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°