Sürenkök terörü kınadı
Manşet Haber 22.08.2012 15:35:33 0

Sürenkök terörü kınadı

Sürenkök terörü kınadı

Adana(Ulus)-- Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, Gaziantep’te 4’ü çocuk 9 vatandaşımızın ölümü, 69 kişinin de yaralanmasına neden olan hain saldırıyı kınadığı mesajında, toplumun tüm kesimlerinin sağduyulu hareket etmesi gerektiğini söyledi.

ADASO Başkanı Sadi Sürenkök yaptığı açıklamada, bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu bayramın ikinci günü meydana gelen hain saldırının, terörün iğrenç yüzünü bir daha gösterdiğini belirterek, “Masum vatandaşlarımızı hedef olan terör eylemini nefretle ve lanetle kınıyor, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.

Hain saldırının, milletimizin yüreğini dağladığını ve derin acı yaşattığını belirten Sürenkök, Türkiye’nin her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu bildirdi. Terörün amacına ulaşmaması için sağduyulu olunması çağrısında bulunan ADASO Başkanı Sadi Sürenkök, Türk halkının birlik ve beraberlik içerisinde yaşama kararlılığını sürdürdüğünü ifade etti.

Sürenkök, “Şu iyi bilinmelidir ki, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini bozamayacaklar, hiçbir zaman emellerine ulaşamayacak, hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunlara da asla müsaade edilmeyecektir” diye konuştu.

Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök mesajında, Şırnak’ta meydana gelen trafik kazasında şehit olan 9 asker ve bir korucuya da Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°