SURİYELİ YOLCU TAŞIMAK SUÇ KAPSAMINA MI ALINDI?
Manşet Haber 19.03.2018 16:36:51 0

SURİYELİ YOLCU TAŞIMAK SUÇ KAPSAMINA MI ALINDI?

SURİYELİ YOLCU TAŞIMAK SUÇ KAPSAMINA MI ALINDI?

CHP Adana Milletvekili,TBMM İdare Amiri İbrahim Özdiş, Kozan’dan Adana’ya taşımacılık yapan çeşitli kooperatiflerin Suriyeli göçmen taşıdıkları için araçlarına yazılan 1700 TL’lik cezayı TBMM gündemine taşıdı
Adana’nın Kozan ilçesinden Adana şehir merkezine taşımacılık yapan Kozan Birlik – Kozan Koop – Kozan Tur – Kozan Özatakan – Kozan Seyahat gibi taşımacılık firmalarının son aylarda yol üzerinde jandarma kontrol noktalarında denetime tabi tutulduğu bilgisi üzerine konuyu araştıran CHP Adana Milletvekili, TBMM İdare Amiri İbrahim Özdiş araç içerisindeki yolculardan Suriye uyruklu kişiler varsa bunların kimlik kartına bakıldığını, bu kişilerin Adana değil de Osmaniye, Hatay, Mersin gibi civar illere kayıtlı olduğu ortaya çıkarsa araçlara 1140 TL ile 1700 TL arasında değişen miktarda cezalar yazıldığını öğrendi. Ceza yiyen araç şoförlerinin makbuz veya tutanak alamadığını, niye ceza yediklerini doğru düzgün öğrenemediklerini ifade eden CHP’li Özdiş konunun detaylarını öğrenmek üzere İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.

YAZILAN CEZALARIN GEREKÇESİ NEDİR?
Kendisine iletilen bir ceza tutanağında Sarıçam Kaymakamlığı İdari Yaptırım Kararı ve Kabahat Fiili İşleyen Kişi gibi ifadelerin geçtiğini ancak nasıl bir kabahat işlendiğinin bilinmediğini belirten CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş’in önergesinde yer verdiği sorular şu şekilde:
1- Söz konusu olayın ve yazılan cezaların gerekçesi nedir? Bu anlamda herhangi bir kanun, genelge veya yönetmelik var mıdır?
2- Ceza yazılan araçların şoförleri ve sahipleri neden ceza aldıklarını anlayamamakta, kendilerine herhangi bir gerekçe söylenmemektedir. Söz konusu ilgililere neden açıklama yapılmamaktadır?
3- Tarafıma iletilen ceza makbuzunda Sarıçam Kaymakamlığı İdari Yaptırım Kararı ve İşlenen Kabahat gibi ifadeler yer almaktadır. Kozan’dan Adana’ya yolcu taşıyan bir araç ne gibi bir kabahat işlemiştir?
4- Verilen ceza miktarları 1142 ile 1700 TL arasında değişmektedir. Eğer bir ceza söz konusu ise ceza tutarı neden her yazılan tutanakta değişmektedir? O an yetkili her kimse istediği miktarda ceza yazmakta özgür müdür?
5- İddia edilenlere göre araçlar ceza yedikten sonra şoföre ‘Suriye uyruklu yolcu nereye istiyorsa oraya bırakacaksın’ denilmektedir. Yani kişi hem ceza yemekte hem de ceza yemesine sebep olan kişiyi de nereye isterse oraya bırakmakla yükümlüdür. Bu durumun mantıklı bir açıklaması var mıdır?

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°