Aytaç Durak
Manşet Haber 31.08.2015 14:55:11 0

Aytaç Durak 'Yazar' oldu

Aytaç Durak 'Yazar' oldu

Haber: İsmail BAŞKAN

Adana Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aytaç Durak yazar oldu. Anılarını 'Söyleyeceklerim var...' kitabında toplayan Durak, kitabı ile ilgili gazetelerde verdiği ilanda siyasilere göndermelerde de bulundu.

Aytaç Durak. Adana’da 5 dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. Siyasete Demokrat Parti’de atıldı. DYP’de sürdürdü.  Turgut Özal’ın 12 Eylül 1980 sonrası kurduğu ANAP’ta siyasete döndü. 1984’de ANAP’tan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 1989’da 12 Eylül öncesinin CHP’li Adana Belediye Başkanı M. Selahattin Çolak’a koltuğunu kaptırdı. Çolak SHP’den bir dönem başkanlık yapabildi. Aytaç Durak 1994’te yeniden koltuğuna döndü. Aytaç Durak bu sürede ANAP-DYP arasında gitti geldi. Bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan tanışıyor. Durak. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olduğundan dolayı Erdoğan’ın da başkanı oldu.

Erdoğan AKP’yi kurduğunda Aytaç Durak’ı Adana’dan Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı oldu ve seçimi tekrar kazandı. Başkanlığı bittiğinde Erdoğan ve AKP ile yollarını ayırdı. Aytaç Durak bu kez MHP’den Adana Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Bir süre koltuğunda oturdu ancak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevden uzaklaştırıldı. BU uzaklaştırma Aytaç Durak’ın da siyasette sonu oldu.

Siyasetten uzak olan Aytaç Durak 30 Mart 2014 seçimlerinde de aday olmak istedi. MHP-CHP ekseninde uğraştı ancak her 2 parti tarafından da aday gösterilmedi.

Adana’da 5 dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Aytaç Durak, siyasetteki anılarını “Söyleyeceklerim Var…” adlı kitabında topladı. Aytaç Durak’ın kitabı tamamlandı basıldı ve yakında satışa çıkıyor. Durak bugün Hürriyet Gazetesi Çukurova GAP ekinde 2 tam sayfa ilan vermiş. İlanın 1. Sayfasında Aytaç Durak’ın büyük bir fotoğrafı yer alıyor. “Başkan Aytaç Durak anılarını kaleme aldı…” ve “Söyleyeceklerim var” yazıları ile birlikte kitabının kapak fotoğrafı da yer alıyor. Kitabının kapağında Aytaç Durak’ın Turgut Özal, Süleyman Demirel. Erdal İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan ile çekilmiş 4 ayrı fotoğrafı bulunuyor.

 

Aytaç Durak’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki ilanın 2. Sayfası “Taraf olmadım, bertaraf da olmadım..” yazısıyla başlıyor.”Aytaç Durak anılarını kaleme aldı” ve “Bu kitabı neden yazdım?” ifadelerine yer veriliyor. Durak “Söyleyeceklerim var…” kitabı ile ilgili verdiği ilan metninde kendi yaşamından kesitlere yer veriyor. Öğrencilere, ticaretle uğraşanlar, çevrecilere ve kamu çalışanlarına önerilerini sıraladıktan sonra siyasetçilerle ilgili bölümde, “Siyasilere de tavsiyelerim olacaktır.” Diyor ve şöyle devam ediyor:

ERDOĞAN’A GÖNDERMELER VARaytacdurak-kitap

“Recep Tayyip Erdoğan’ın “Taraf olmazsanız bertaraf olursunuz!” sözü ülkemizde derin izler bıraktı. Sırf oy alabilmek için kutuplaşmaya yol açtı, Kuran-ı Kerim’le dahi miting meydanlarına çıktı.

Hayatım boyunca hakkın, hukukun ve halkın tarafında oldum

Siyasi hayatımda1973’te ilk ve son defa önseçime girerek Demokrat Parti’den belediye meclisine ve grup başkanlığına seçildim. Daha sonra, değişik 6 partiye kayıt dahi olmadan kontenjan adayı olarak seçim kazanıp, kırmadan, dökmeden hep birleştirici oldum.

İkimiz de çok seçim kazandık; Birimiz kırıp dökerek, birimiz kitleleri birleştirerek…”ad_kitap

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°