TARİHTE KALAN BEKARLIK VERGİSİ Mİ GELİYOR?
Manşet Haber 13.01.2020 19:24:09 0

TARİHTE KALAN BEKARLIK VERGİSİ Mİ GELİYOR?

TARİHTE KALAN BEKARLIK VERGİSİ Mİ GELİYOR?

Sayın Cumhurbaşkanı 4 gün önce Saray’ında engellilerle ilgili yaptığı toplantıda: ‘’Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30’u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin.’’ Diye ferman eylemişti! 12 Ocak 2020 tarihli birçok gazete ve internet sitesinde de AKP tarafından ‘’Evde Kalma Vergisi Kanun Teklifi’’hazırlandığı haberleri yayıldı. 27 Ağustos 2020 tarihinde bu köşede ki yazımı çıkardım ve yeniden yazmaya başladım.
SOSYAL MEDYADA DOLAŞAN HABERDE‘’EVDE KALMA VERGİSİ’’ GELİYOR!
Sosyal medyada AKP’NİN‘’Evde Kalma Vergisi Yasa Teklifi’’ hazırladığı çığ gibi yayıldı. Konu ile resmi bir açıklama olmamasına rağmen gün boyunca basın yayın organlarında tartışıldı. Resmi bir açıklama yapılmadığı takdirde bu haber ve yorumlar sosyal medyada giderek yayılacaktır.
Konuya birçok gazete de sayfalarında yer verdi. Haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın açıklamalarının etkili olduğu ve hatta talimat verdiği anlaşılıyor.
İddiaya göre;“30 yaşını aşmayan ve bekar olan kişilerin her yıl bekar kalma vergisi ödeyeceği” şeklindeki düzenleme mizah konusu oldu.
Söz konusu içeriklere göre; AKP Grubu,Sayın Erdoğan’ın “Evlenmeyip evde kalıyorlar” diyerek eleştirdiği gençlere yaptırım uygulanmasına karar verdi. Hazırlanan yasa teklif onaylanırsa evde kalanlar kademeli olarak artacak şekilde vergilendirilecek.
Haberin yayınlandığı 12 Ocak tarihinde başlamak üzere Twetter’de kısa sürede onbinlerce kez paylaşıldığı görülmektedir. Paylaşımlar #Evlilikteyasatakılanlar (EYT) paylaşımları olarak yapılmaktadır.
HABER CUMHURBAŞKANI’NIN AÇIKLAMALARINDAN SONRA YAYILDI
Sayın Cumhurbaşkanı 11.01.2020 tarihinde yaptığı bütün gazete, TV ve internet sitelerde de canlı olarak yayınlanan haber yeni yorumlara neden oldu. Saray’ında engellilerle ilgili yaptığı toplantıda: ‘’Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30’u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin.’’ Açıklamasında bulunmuştu.
TARİHTE BEKARLIK VERGİSİ TEKLİFLERİ
TBMM’nin kurulduğu ilk yıllarda ve Cumhuriyet döneminde nüfusun artırılması ve evliliği özendirmek için yasal düzenleme önlemleri düşünülmüştür. Bu amaçla; ilk olarak 19 Ekim 1920 tarihinde Canik (Samsun) Milletvekili Hamdi Bey bir yasa teklifinde bulunmuştur.
Diğer teklifler aşağıdaki gibidir:
22 Şubat 1921 tarihinde Erzurum Milletvekili Salih Efendi’nin; ‘’Mecburi Teehhül Hakkındaki Kanun Teklifi’’yani‘’Zorunlu Evlenme Hakkında Kanunu.’
1 Şubat 1923 tarihinde Karesi (Balikesir) Milletvekili Abdülgafur Efendi takriri (Bildirisi).
1 Mart 1924 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın askeri ve tarımda çalışacak nüfus artışı ile ilgili konuşması.
18 Mart 1929 Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı İçöz’ün‘’Bekarlık Vergisi Teklifi’’(1931,1940 ve 1944 yılında ayni içerikte tekliflerinde ısrarlı olmuştur.)
Bu tekliflerde genellikle; yirmi yaşınıdoldurmuş olup da henüzevlenmemiş olan veyahut her ne suretle olursa olsun eşindenboşanan erkeklerden vergi alınmasını öngörülüyor.
Bu amaçla; Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey kabul edilen mazbatanın Kavanini(Kanunlar) Maliye Encümenine sevk edilmesini, Maliye Vekili Ferit Bey ise Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye (Sağlık ve Sosyal Yardım)Encümeni’negönderilmesini istemiş, ancak kanun olarak kabul edilmemiştir.
Erzurum Milletvekili Salih Efendi’nin sunduğu kanun teklifinde;evliliğinbaşlangıç yaşı 18, bitiş yaşı 25 olarak belirtilmiş, 25yaşınıdoldurmuş olup da henüzevlenmemiş olan veyahut her ne suretle olursa olsun eşindenboşanan erkeklerden vergi alınmasını öngörülüyor.
Evlilik Vergisi, tarihte Roma İmparatorluğu’ndan beri görülmektedir. İtalya’da faşist Mussolini döneminde de bu vergi tartışılmış ve 1927 ve 1932 yıllarında da yasalaştırarak uygulamıştır.
Yugoslavya, Yunanistan, Polonya ve Sovyetler Birliğinde de geçmişte uygulaması var. Şimdilerde uygulanan bir ilke yok. Ama doğan çocuk için para verme şeklinde birçok ülkede uygulama tersinden devam ediyor.
Ben Ülkemizde böyle bir verginin geçmişte olduğu gibi uygulanacağına inanmıyorum ama; AKP’dir, ne yapsa yeridir!
Sabri Arpaç
sabriarpacymm@gmail.com



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°