TARIK AKAN YAŞAMA VEDA ETTİ
Manşet Haber 16.09.2016 09:46:22 0

TARIK AKAN YAŞAMA VEDA ETTİ

TARIK AKAN YAŞAMA VEDA ETTİ

Sinemanın usta ismi Tarın Akan, 66 yaşında akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirdi.
Tarık Akan’ın sesini son olarak Adana’da Çukurova Belediyesi tarafından 7 Eylül’de düzenlenen Yılmaz Güney’i anma gecesinde duyduk. Yakalandığı amansız hastalık nedeniyle anma gecesine katılamayan ancak programı sunan Ufuk Tekin’in telefonla ulaştığı Tarık Akan ile, tedavi gördüğü hastaneden görüştü. Salonda duygulu anların yaşanmasına neden bu görüşmede Fatoş Güney, “Tarık sen bizim canımızsın ve iyileşeceksin, yine güzel işler yapacaksın” demesi üzerine Akan, “Mücadele hiç bitmeyecek” karşılığını verdi. İşte bu telefon görüşmesinden 8 gün sonra Tarık Akan ile ilgili acı haber geldi.
Tarık Akan’ın Adana için de ayrı bir yeri vardı. 1973 Adana Altın Koza Film Festivali’nde Tarık Akan 'Canım Kardeşim' filminin başrol oyuncusu olarak katıldı ve 4 ödül birden aldı. Tarık Akan 1992 yılında da “Karartma geceleri” filmiyle Adana Altın Koza’da en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı.tarikkk
Geçtiğimiz günlerde akciğer kanseri tedavisi gördüğü ortaya çıkan efsane oyuncu Tarık Akan’ın tüm Türkiye'yi yasa boğan ölüm haberini Tarık Akan'ın yöneticisi olduğu Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı duyurdu.
TARIK AKAN KİMDİR?tarikakan1
13 Aralık 1949 tarihinde İstanbul'da doğan Tarık Akan, 1970 yılında Ses dergisinin oyunculuk yarışmasına katılarak birinci oldu. 1971 yılında ilk sinema filmi Emine ile oyunculuk kariyeri başladı. Bir anda Yeşilçam'ın en yakışıklı oyuncularından birisi haline geldi. Daha sonra 1972 yılında oynadığı film Suçlu ile 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
1973 yılında Yeşilçam'ın en iyi duygusal filmlerinden birisi olarak bilinen Canım Kardeşim (1973) adlı filmde Halit Akçatepe ile başrol oynadı. 1974 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı (1975) adlı filmde Damat Ferit adlı karakteri canlandırdı, film 1975 yılında vizyona girdi ve Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden birisi olur ve bir klasik haline geldi.tarik.akan13
Boyu, giyinişi ve saç stili ile 70'li yıllara damgasını vurarak Yeşilçam'ın büyük jönleri arasına adını yazdırdı. 1982 yılında Şerif Gören ve Yılmaz Güney'in yönettiği efsane olan Yol filmi ile çok büyük başarı elde etti ve dünyaya adını duyurdu. Film 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü alan tek film oldu ve Akan, En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde aday oldu. Tarık Akan, Altın Portakal Film Festivali adlı ödül yarışmasında yedi ödül alan tek erkek oyuncudur.
111 sinema filmi ve 4 televizyon dizisinde rol alan ünlü oyuncu, 1985 yılında Berlin Uluslararası Film Festivali’nde 'Pansiyon' filmi ile Gümüş Ayı Mansiyon Ödülü'nü aldı .takan

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°