Tarım 10 yılda çöktü
Manşet Haber 22.01.2013 09:52:00 0

Tarım 10 yılda çöktü

Tarım 10 yılda çöktü

pamuk_hasadiTürkiye'de tarım sektörü her geçen gün yeni darbe alıyor.

Dünyanın en verimli topraklarının bulunduğu Türkiye, bir zamanlar dünyanın kendi kendine yeten yedi ülkesinden biriyken TÜİK rakamları tarımsal üretimde gelinen noktayı tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

 

Uygulanan tarım politikaları nedeniyle kırsal nüfusun oranı yüzde 35,1'den yüzde 23'e düştüğünü dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, tarımsal üretimin de artan nüfusun ihtiyacını karşılayamadığını bildirdi. Adana'da da kırsaldan kente göçün her geçen yıl azaldığına dikkati çeken Yeter, tarımın hem Çukurova hem de Türkiye için atardamar niteliğinde önem taşıyan bir sektör olduğunu bildirdi. Yeter, böylesine önemli bir sektörün sorunlarının görmezden gelinmesinin ise adeta intihar niteliği taşıdığına vurgu yaptı.

KIRSAL NÜFUSU AZALIYOR

ZMO Başkanı Yeter YENİ ADANA GAZETESİ’ne yaptığı açıklamada kırsalda yaşayan nüfusun ülke tarımı ve ekonomisi için çok önemli olduğunu belirterek,  2000 yılında 67 milyon 803 bin 927 olan ülke nüfusunun 44 milyon 6 bin 274'ünün kentlerde, 23 milyon 797 bin 653'ünün de kırsalda yaşayanlardan oluştuğunu söyledi. 2011'de ülke nüfusunun 74 milyon 724 bin 269'e, kent nüfusunun 57 milyon 385 bin 706'ya çıktığı aktaran Yeter, artan nüfusa karşın kırsal nüfusunun 11 yılda yaklaşık 6 milyon kişi kadar azalarak 17 milyon 338 bin 563'e düştüğünü ifade etti.

ADANA KIRSALI DA KENTE GÖÇ EDİYOR

2000 yılı nüfus sayımına göre 1 milyon 849 bin 478 olan Adana nüfusunun 1 milyon 397 bin 853'ü kentte, 451 bin 625'inin ise kırsalda yaşadığına dikkati çeken Yeter, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre Adana'nın nüfusunun 2011'de 2 milyon 108 bin 805'e, kentte yaşayanların sayısının da 1 milyon 864 bin 591'e çıktığını vurguladı. Yeter, Adana'nın kırsalında yaşayanların sayısı ise 244 bin 214 kişiye düştüğünün altını çizdi.

10 YILDA ÇÖKEN TARIM

Kırsaldan kente göçe paralel olarak tarımsal üretimde de benzer bir durum yaşandığını anlatan Yeter, sahip olduğu bereketli topraklarda ürettikleriyle bir tarım ülkesi olan dünyanın kendi kendine yeten sayılı ülkelerinden biri olan Türkiye'de tarımsal üretim gelişmiş ülkelerin hızına farklı nedenlerle ayak uyduramadığını söyledi. Serbest piyasa ekonomisine geçişin ardından uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle ülke tarımında son 10 yılda adeta bir çöküş yaşandığını savunan Yeter, 'Üretim maliyetlerinin artması paralelinde ürün fiyato artmayınca zarar eden üretici üretimden vazgeçti.Türkiye'de 2002'de 265 milyon 972 bin 180 dekar toplam tarım alanı her geçen yıl azaldı ve 2011'de 236 milyon 300 bin 634 dekara düştü. Yine 2002'de 181 milyon 233 bin 960 dekar olan ekilen alan 2011'de 158 milyon 455 bin 139 dekara düştü. Adana'da ise 2002'de 5 milyon 763 bin 880 dekar olan tarım alanı 2011'de 4 milyon 962 bin 544 dekara düştü. 2002'de ekilen alan 4 milyon 917 bin 480 dekar iken 2011'de bu alan 4 milyon 3 bin 580 dekara düştü' dedi.

ÇUKUROVA'DA PAMUK BİTME NOKTASINDA

Pamuk diyarı olarak bilinen Çukurova'da pamuğun adeta bitme noktasına geldiğini, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve destekleme primlerinin düşüklüğü nedeniyle de Türkiye'nin her yıl yaklaşık iki milyar dolar tutarında pamuk ithal eder duruma geldiğini dile getiren Yeter, '2002'de 7 milyon 210 bin 770 dekar olan pamuk ekim alanı 2011'de 5 milyon 420 bin dekara düştü. Aynı dönemlerde 2 milyon 541 bin 832 ton olan pamuk üretimi 2 milyon 580 bin tona çıktı. Ekim alanı azalmasına karşın üretimde artış yaşansa da bu üretim miktarı artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzakta bir rakam oldu' diye konuştu.

EKİM ALANI DA ÜRETİM DE DÜŞECEK

Adana'da ise TUİK verilerine göre 2002'de 573 bin 120 dekar pamuk ekilirken bu rakamın 2010'da 479 bin 200 dekara düştüğünü vurgulayan Yeter, şöyle konuştu:

'2011'de destekler nedeniyle Adana'da ekim alanı 567 bin 723 dekara çıktı. 2002'de 70 bin 876 ton olan üretim 2010'da 94 bin 373 çıkarken 2011'de ise bu rakam 114 bin 168 tona yükseldi ancak önümüzdeki yıl ekim alanlarıyla birlikte üretimin de düşeceğini tahmin ediyoruz. Pamukta destekleme primlerindeki istikrarsızlık ve girdi maliyetlerinin her yıl artması nedeniyle üretici ne yazık ki pamuk üretiminden kaçmaya başladı. Buna karşılık ülkemizin her geçen yıl pamuk ihtiyacı artıyor.'

TARIMDA İTHALATÇI ÜLKE OLDUK

Bir zamanlar tarım ürünlerinde kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye'nin son 10 yıllık süreçte tarım ürünleri ithalatçısı bir ülke konumuna geldiğini bildirdi. 2002'de Türkiye'nin 1 milyar 743 milyon 889 bin 537 dolarlık tarım ürünü ihraç ettiğini ve 1 milyar 590 milyon 783 bin 428 dolarlık ürün de ithal ettiğini anlatan Yeter, ihracatın ithalattan 153 milyon 106 bin 109 dolar fazla olduğuna dikkati çekti. Yeter 2011 yılı ithalat ve ihracat rakamlarının ise tarımın geldiği noktayı özetlediğini vurguladı. Yeter, 'Geçen yıl 5 milyar 148 milyon 6 bin 700 dolarlık tarım ürünü ihraç ettik ancak 8 milyar 669 milyon 250 bin 247 dolarlık da ürün ithal ettik. Aradaki fark ise yaklaşık 3,5 milyar dolar.

TARIMI YOK SAYMAK İNTİHARDAN FARKSIZ

Türkiye'nin 2002-2003 sezonunda 549,1 milyon dolarlık 493,8 bin ton, 2011 yılında ise 2 milyar 44 milyon dolarlık 729,4 bin ton pamuk ithal ettiğini aktaran Yeter, 'Ülkemizde tarıma gerekli yatırım ve desteğin yapılması halinde ihtiyacımız olan ürünlerin hepsini üretebiliriz. Böylece hem işsizlik büyük oranda çözülür hem de paramız ülkemizde kalır. Tarım Türkiye için yaşamsal öneme sahip bir sektördür. Bu sektörün görmezden gelinmesi, sorunlarına duyarsız kalınması ülke ekonomisi için intihardan farksızdır' şeklinde konuştu.

 

YAZARLAR

35.8° / 20.3°