Tarım Fuarı Kapılarını Açıyor
Manşet Haber 14.09.2015 17:14:30 0

Tarım Fuarı Kapılarını Açıyor

Tarım Fuarı Kapılarını Açıyor

“ÇUKUROVA TARIM FUARI”, ELKA Fuarcılık tarafından, 16 – 20 Eylül 2015 tarihleri arasında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, KOSGEB, DOĞAKA destekleri ve ÇUKOBİRLİK iş birliği ile, Çukobirlik Tesisleri’nde gerçekleştirilecek.

Çukurova’nın en büyük illeri olan Adana ve Mersin başta olmak üzere bölgeye hitap edecek fuar, ülkemizde düzenlenen diğer tarım fuarlarından farklı olarak, firmalara hem kapalı sergileme hem de uygulama imkanı sunacak demonstrasyon alanları ile kendine özgü bir fuar olarak göze çarpıyor.

Uygulama Tarlası Projesi

ELKA Fuarcılık Genel Müdürü M. Bülent Yamaç: “Alışılan fuarcılık anlayışına farklı bir soluk getirmek için yola çıktık. Sadece ürün ve hizmeti sergilemenin ötesine geçmek için, Elka Fuarcılık, 22.000 m2 kapalı alan yanında 5.000m2 açık sergileme alanı ve 80 dönümü kapsayan, dünyaca ünlü, gelişmiş fuarların vazgeçilmezi olan “Uygulama Tarlası” projesini Çukurova Bölgesi için hayata geçiriyor” dedi.

Bölgenin en büyük tek parça kapalı salonu olma özelliğindeki  ilk fuar alanını da sektöre kazandırmanın heyecanını yaşayan Elka Fuarcılık, gücünü ve deneyimini, 10 ili kapsayan 34 kooperatifi ile 36.000 üretici ortağı ile çiftçinin ve üretenin her daim yanında olan ÇUKOBİRLİK ile birleştirdi. Çukurova Tarım Fuarı, bölgenin en gelişmiş ticaret merkezi olan Adana – Mersin lokasyonunda  bulunan Çukobirlik Merkez Entegre Tesisleri'ni en etkin şekilde kullanarak ülkemize geri kazandırıyor.

230 firma ve 50.000 ziyaretçi

Sadece 60 gün içinde hedeflenen tüm alanın satışlarının bittiğini kaydeden Yamaç, 'Çukurova Tarım Fuarı'na inanarak bizlere destek veren 230 firma ve firma temsilcisi başta olmak üzere,  tüm çiftçilerimize, iş dünyasına, bürokrat ve STK temsilcilerine teşekkür ediyoruz' dedi.

Yıllardır hasret duyulan iller arası birlik ve beraberliğin gücünü, tüm yurda ve dünyaya duyurulmasını sağlayacak olan Fuar, 16- 20 Eylül 2015 tarihleri arasında düzenlenecek. Fuara KKTC, Irak, İran başta olmak üzere yurtdışından ve yurt içinden tüm yurttan toplam 50.000'in üzerinde ziyaretçi bekleniyor.

Traktör ve Ekipman Çekilişi

Bu muhteşem organizasyon bir çok yeniliğe de imza atmaya hazırlanıyor. Toprağa ekilen tohumu,  ürünü, gübreyi, ilacı, işleyen traktörü, biçer döveri, silajlamasını, sap kırma makinesinden anıza ekim makinesine, drenaj sistemlerine kadar her tür alet , sistem ve ekipmanları uygulama tarlasında görerek test etme ve karşılaştırarak satın alma imkanı sunacak olan Çukurova Tarım Fuarı, katılımcı firmaların verdiği büyük destek ile sektörün özlediği, hak ettiği kalitede bir Fuarı bölgeye kazandırıyor.

İlk kez bu fuarda, Tarım Bakanlığı Kayıt Sistemlerinden herhangi birine  kayıtlı olan çiftçiler arasında yapılacak çekiliş ile Traktör ve Ekipman hediyeleri verilecek.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°