Tarım Fuarında Uygulama Tarlası
Manşet Haber 22.04.2016 15:07:39 0

Tarım Fuarında Uygulama Tarlası

Tarım Fuarında Uygulama Tarlası

Bu yıl ikinci kez gerçekleşen Uygulama Tarlası ve Kapalı Sergi Salonu ile Tarımla ilgililerinin beğenisine sunulan Çukurova Tarım Fuarı devam ediyor.cukurova_tarimfuari (2)

Fuar organizasyonunu gerçekleştiren,  Elka Fuarcılık Genel Müdürü Bülent Yamaç açıklamasında, ''10 binin  üzerinde kişiye istihdam sağlayan firmaların katıldığı , binlerce ilgili tarafından ziyaret edilen, 15 milyon doların üzerinde  iş hacmi yaratan Çukurova Tarım Fuarı bölge ve ülke ekonomisine olumlu katkılarda bulunmaya devam ediyor''  dedi.cukurovatarim (2)

Yamaç ;  ''Fuar kapsamında yer alan firmaların etkinlik ve şovları ile son derece hareketli geçen organizasyona sektör ilgililerinin yanı sıra tüm Odalar ve Borsalar, Dernekler, Birlikler ile Adana, Mersin ve çevre illerin protokolleri de davet edildi, ekonomiye canlılık veren, piyasaların yakından takip ettiği bu büyük organizasyona tüm ilgililer davetlidir'' şeklinde konuştu.cukurova_tarimfuari (1)

Tarım ile ilgili her türlü alet ekipman ve hizmetleri bulabileceğiniz Çukurova Tarım Fuarı Pazar akşamına kadar ziyarete açık olacak.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°