Tarımda Köstekli Destek Dönemi
Manşet Haber 11.05.2016 10:53:41 0

Tarımda Köstekli Destek Dönemi

Tarımda Köstekli Destek Dönemi

Adana(Ulus)-- Tarımsal Desteklemelere ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nı değerlendiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Semih Karademir, 2016 yılı tarım desteklemelerinde düşüş olduğunu belirterek, gübrede yapılan KDV indiriminin bir anlamının kalmadığını söyledi.

Tarımsal Desteklemelere ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 5 Mayıs 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandığını belirten Karademir, 2016 yılı için gübre ve akaryakıt desteği ürün grubu farkı gözetilmeksizin 11 TL/dekar olarak açıklandığına dikkat çekerek “2015 yılında ise hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanları için 11,45 TL idi. Yani 0,45 TL düşüş var. Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Endüstri Bitkileri Alanları için gübre ve akaryakıt desteği 16.15 idi. Yani 5.15 TL’lik bir düşüş var. O zaman gübrede yapılan KDV indiriminin ne anlamı kalıyor?” dedi.semih_karademir

 

TARIM DANIŞMANLARI İŞSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILDI!

Açıklanan destekleme kararında serbest tarım danışmanlarınca verilen tarımsal danışmanlık hizmetinin 2016 yılı desteklemelerinde ziraat odası ve üretici örgütleri olarak belirlenmesi ve 8 olan istihdamın 2’ye düşürülmesinin bu alanda çalışan 4500 ziraat mühendisini işsizlikle karşı karşıya bıraktığını söyleyen Karademir, “2.5 TL olan toprak analiz desteği de kaldırıldı. Toprak analizi üzerine ülkemizde 302 laboratuvar bulunmakta ve her birlaboratuvarda ortalama 5, toplamda 1500 çalışan açısından şuan ortaya bir istihdam problemi çıkmıştır. Buna ek olarak bu laboratuvarlara yatırım yapanlar için sıkıntılı bir durum ortaya çıkmıştır”

 

MISIR ÜRETİMİNİN YAKLAŞIK % 16’SINI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ.

Bu gelişmeleri Adana tarımı, özellikle de mısır ve pamuk tarımı açısından da ele almak gerektiğini söyleyen Karademir, Adana’nın Türkiye mısır üretiminin yaklaşık % 16’sını gerçekleştirdiğini, 2015 yılı için minumum Mazot ile Gübre maliyetinin toplam 153.16 TL olduğunu ve 2015 yılında verilen mazot - gübre desteğinin maliyetin sadece % 7.48’ini karşıladığına vurgu yaptı.

 

MAZOT-GÜBRE DESTEĞİ MALİYETİN % 8.38’İNİ KARŞILIYOR

Dekara mazot- gübre maliyetini şimdi de 2016 yılının ilk 4 aylık ortalama fiyatlarıyla hesaplandığında, minumum olarak 131.165 TL’lik bir maliyet çıktığını belirten Karademir, “2016 yılı için verilecek 11 TL’lik mazot-gübre desteği maliyetin % 8.38’ini karşılıyor. Oransal bir artış var ama görüldüğü gibi çok az. Eğer destek 2015 yılı gibi kalsaydı yani dekara 11.45 TL,  o zaman da destek maliyetin % 8.73’ünü karşılayacaktı. Kısacası biraz daha fazla… Üstelik destek artırılsaydı bu oran daha da yukarıya çıkacaktı”

 

MISIRDA DESTEK 4 KURUŞTAN 2 KURUŞA DÜŞÜRÜLDÜ

Mısırda kg başına verilen prim desteğinin 4 kuruştan 2 kuruşa düşürüldüğünü, bu düşüşün Adana mısır çiftçisi ve tarımı açısından olumsuz bir gelişme olduğunu söyleyen Karademir, “Bu Adana’dan ve mısır çiftçisinden 20 milyon TL’nin uçup gitmesi anlamına geliyor. Mısır çiftçisi muhtemelen alternatif bir ürüne yönelmeye çalışacak. Ancak bu da sıkıntılı, çünkü mısır makinalı tarıma uygun, fazla işçilik gerektirmiyor, verimi istikrarlı, fiyatlar beğenilmese de aşağı yukarı bir satış garantisi var; diğer ürünlerin maliyeti daha da yüksek, üretiminde ve hasadında tarım işçisine ihtiyaç var, fiyatları istikrarlı değil, satış garantisi yok. Bir de artık köylerin boşaldığını, çiftçi çocuklarının tarım dışı işlere yöneldiğini de göz önüne alırsak aile işgücü temininde de sıkıtılar var.

Ayrıca bilindiği gibi, eskiden Adana pamuk şehriydi ancak şuan yaklaşık 267 bin dekarlık bir alanda üretim yapılmakta. Bir endüstri bitkisi olan pamuk hem üretimi maliyetli hem de fiyatı dünya piyasasına bağlı bir ürün. Mazot-Gübre desteğinin 16.15 TL’den 11TL’ye düşürülmesi 100 dekarlık bir arazide üretim yapan çiftçi için 515 TL’lik bir kayıp anlamına geliyor. Bu da aslında bu çiftçimizin yaklaşık 1 dekarlık gelirinin elinden alınması oluyor. O yüzden de 267 bin dekarlık alanda yapılan üretim de gerileyebilir. Neredeyse ürettiği kadar pamuk lifi ithal eden Türkiye’nin pamuk desteklerini azaltmak değil aksine üretimi arttıracak ve pamuk talebini iç piyasadan karşılayacak politikalara yönelmesi gerekiyor.

Lafın kısası, yeni desteklemeler ile devlet çiftçiye ve sektörde çalışanlara destek değil köstek olmaya çalışıyor” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°