TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI SAĞLANMALI
Manşet Haber 22.03.2020 18:32:10 0

TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI SAĞLANMALI

TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI SAĞLANMALI










TMMOB
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, 'Dünya Su
Günü' sebebiyle yaptığı açıklamada yaşamın suda başladığını ve yaşadığımız
bu eşsiz doğa içinde gördüğümüz tüm canlılığı suyun varlığına borçlu olduğumuzu
söyledi.





Varlığımızı
suya borçlu olduğumuz gibi, canlılığın devamının da suya bağlı olduğuna vurgu
yapan Korkut, dünya çapında ölümlere neden olan ve hızla yayılım gösteren
Corona Virüsü’ne karşı da elimizdeki en etkili silahın yine su olduğunu
belirterek şöyle konuştu:





“Su
doğanın ve doğada yaşayan tüm canlıların ortak varlığı, doğayı ve doğada
yaşayanları herhangi bir gerekçeyle sudan mahrum etmek asla kabul edilemez.
Suyun korunması ve adil paylaşımı evrensel bir yaşam ilkesidir. Bu hayati
önemine rağmen giderek artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli su
kaynağının bulunmaması, dünyayı bekleyen en önemli sorunlardan birisi.
Sanayileşme, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve atık su sorunu nedeniyle temiz
suya ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Bu sorunların tespiti ve gelecekte
yaşanması muhtemel su kıtlığının önlenebilmesi adına Birleşmiş Milletler
tarafından 1993 yılında “ 22 Mart Dünya Su Günü” olarak kabul edilmiştir.”





Suyun
doğal akışına müdahale edilerek, akarsuları bilinçsiz kullanarak sadece su
yataklarını değil, bu suların biriktiği göllerimizin de kuruma riski ile karşı
karşıya bırakıldığına dikkat çeken Korkut, Eğirdir, Burdur, Salda gibi göller
başta olmak üzere Göller Bölgesi’nin tümüyle kuruma tehlikesiyle yüz yüze
olduğunu kaydetti.





Kurak
ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alan ülkemizde küresel ısınma ile kuraklık
görülme olasılığının arttığını ifade eden Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:





“Küresel
ısınmanın yağışların azalması nedeniyle mevcut su kaynaklarının azalmasına yol
açacağı öngörülmektedir. Bu nedenle en fazla su kullanıcı sektör olan tarımda
suyun etkin kullanımının sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla; su tasarrufu
sağlayan basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması, suyun kıt olduğu koşullarda
kısıtlı sulama yapılması, suyun ölçülü olarak kullanıcılara verilmesi, su
iletim ve dağıtım sistemlerinde su kayıplarını minimize eden kapalı borulu
sistemlerin tercih edilmesi gibi yapısal ve teknik bazı önlemler alınmalıdır.
Sulama yalnızca tarımsal üretim için değil aynı zamanda gıda güvenliğinin
sağlanması açısından da büyük önem taşımaktadır.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°