Tatarlı Höyük Kazıları Başladı
Manşet Haber 20.08.2015 21:20:12 0

Tatarlı Höyük Kazıları Başladı

Tatarlı Höyük Kazıları Başladı

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Çukurova Üniversitesi adına 2007 yılında başlayan Tatarlı Höyük kazıları devam ediyor.
Tatarlı Höyük’te bugüne kadar yapılan çalışmalarda yerleşimin günümüzden yaklaşık 3500 yıl önce Çukurova’da yerel bir krallık olan Kizzuwatna’nın en büyük yerleşimlerinden biri olduğu anlaşıldı. Yerleşimde Tapınak Kompleksi, Yukarı Şehri koruyan sur sistemini ve kulesi ile bu alana ulaşımı sağlayan rampalı taş döşemeli Tören Yolu açığa çıkarıldı.
Tatarlı Höyük Kazı Çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Maddi Desteği İle Yapılıyor
2015 yılı kazı çalışmalarına Çukurova Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. K. Serdar Girginer, Arş. Gör. Özlem Oyman Girginer ve Öğr. Gör. Hayriye Akıl’ın dışında Arkeologlar, Arkeoloji Bölümü öğrencileri ve işçilerinden oluşan 40 kişilik ekiple başlandı. Tatarlı Höyük kazısının Bakanlık Temsilciliği görevini ise Osmaniye Müzesi’nden Arkeolog Ahmet Türkmenoğlu yürütüyor.
2015 yılı çalışmalarıyla ilgili açıklama yapan Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. K. Serdar Girginer şunları söyledi;
“Bu sezon tapınak kompleksinin batısında yer alan açmalarda yerleşimin stratigrafik sürecine dair çalışmalar planlanmaktadır. Özellikle Demir Çağı ve M.Ö. II. Binyıllla ilgili verilerimizin zenginleşeceğini umuyoruz. Bilindiği gibi Tatarlı Höyüğü’nün, Hitit Kraliçesi Kizzuwatnalı Puduhepa’nın memleketi Lavazantiya ile aynı yerleşim yeri olduğu düşünülüyor. Bu sene ayrıca Kazıevi olarak uzun yıllar hizmet verecek olan Tatarlı Höyük Kazıları ve Bilimsel Araştırma Kompleksi’nin (ÇÜ-BAK) açılışını da yapmayı planlıyoruz. Açılışla birlikte bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “2. Uluslararası Kilikya Kronoloji Çalıştayı”na da Sirkeli Höyük ekibiyle birlikte ev sahipliği yapacağız. Etkinliğe Kilikya’da kazı yapan yerli/yabancı çok sayıda meslektaşımız katılacak.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°