Milli Mücadelenin yüz karası bir grup... Mütareke basını diye anılıyorlardı. Listenin önde gelen iki ismi Ali Kemal ve Refi Cevat Ulunay’dı. İşgal yıllarında hep işgalcileri desteklediler.
Ulunay, Alemdar Gazetesinde şöyle yazıyordu:
'İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak, bizi kurtaracak!' Hiç utanmadan
, düşmanı tarafından kurtarılmayı bekleyerek ve düşmanı tarafında kurtarılmayı içine sindirerek... Üstelik zehrini zavallı cahil bir kitleye akıtıp, onlardan yandaş devşirmeye kalkarak.
Gazeteci olarak, Mustafa Kemal’i Şişli’de kaldığı evde ziyaret etti. Çanakkale Savaşları üzerine birkaç soru sorduktan sonra, ayrılmak üzere ayağa kalkarken, Mustafa Kemal,
'Bu vatan, içine düştüğü bu felaketten nasıl kurtarılır, diye bir sual sormanızı beklerdim,” dedi.
Mütareke şakşakçısı,
-'Ben bu vatanın kurtarılmasını mümkün görmediğim için böyle bir sual düşünmedim. Neyle, hangi askerle, hangi silahla, hangi parayla? Maalesef paşam, vatan kupkuru bir çölden farksız oldu. Affınıza sığınarak arz edeyim ki, artık bu kupkuru çölde hiçbir hayat belirtisi yok,'diye karşılık verdi. Çaresizlik mi, öngörüsüzlük mü, temenni mi, bilinmez.
Mustafa Kemalçattı kaşlarını ve,:
-'Çöl sanılan bu álemde saklı ve kuvvetli bir hayat vardır. O, millettir. O, Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse, vatan da, millet de kurtulur. Bunu böyle bilesiniz, Refi Cevat Beyefendi,'dedi,gücünü karakterinden, ve Türklüğünden alan inancıyla.
Ulunay, matbaaya döndü ve arkadaşları,
'Anlat' dediler merakla.O da anlattı:
-'Şu sıralar Anadolu’ya geçilir, milli direniş harekete geçirilirse, Fransız’ı da, İngiliz’i de, İtalyan’ı da memleketten kovulur, vatan istiklaline kavuşur, millet de esaretten kurtulurmuş! Anladınız mı, arkadaşlar? Bu adam, deli değil, zırdeliymiş.'
Milli Mücadele’ye hiç inanmadı, Ulunay. Anadolu’daki kurtuluş savaşçıları için çok ağır yazılar yazdı, o kahramanlara küfretti, hakaretler yağdırdı.
Ama, Anadolu’ya geçildi; Milli Direniş harekete geçirildi; Fransız’ı da, İngiliz’i de, İtalyan’ı da memleketten kovuldu ve vatan istiklaline kavuştu.
Lozan anlaşması uyarınca, Ulunay 150’likler listesinin içindeyurt dışına sürüldü. Genel af çıkınca tekrar yurda döndü ve ölünceye kadar Milliyet Gazetesi’nde yazılaryazdı. Yıllar sonra kendisine
, 'Yanılgınızın pişmanlığını duymadınız mı,' diye sorulunca;
-'Hayır. Ben haklıydım yerden göğe... O şartlar içinde kurtuluş mücadelesine atılıp, Türkiye’yi üç büyük devletin pençesinden kurtarmaktan söz edenlere karşı herkes benim gibi düşünürdü. Böyle düşünen tek adam oydu, tek adam,'diye cevap verdi.
ÖYLE TABİ,
- SEN HERKES GİBİ DÜŞÜNDÜĞÜN İÇİN, MÜTAREKE GAZETECİSİYDİN.
- O HERKESTEN FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN TEK ADAMDI.
YÜZ YILDIR TEK ADAM; YÜZLERCE YIL SONRASINA DA TEK ADAM OLARAK KALACAK.
