TEMA’dan Bir ağaçta siz dikin kampanyası
Manşet Haber 29.09.2012 11:13:56 0

TEMA’dan Bir ağaçta siz dikin kampanyası

TEMA’dan Bir ağaçta siz dikin kampanyası

Adana Riva Otel ile TEMA Vakfı Çukurova Şubesi “Bir ağaç ta siz dikin” kampanyası başlattı.
Tanıtım toplantısına Büyükşehir belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, TEMA Vakfı Çukurova Şubesi Başkanı Halil Akyürek, Riva Otel sahibi Ercan Horozgil ile işadamları ve diğer yetkililer katıldı.
Gelecek kuşaklara daha iyi bir ülke bırakabilmek için TEMA ile işbirliği yapma kararı aldıklarını söyleyen Riva Otel Sahibi Ercan Hozorgil, kampanyanın ilgi göreceğine inandığını anlattı. Horozgil, “Bir ağaç ta siz dikin” sloganıyla başlatılan kampanyada; otelde yapılan konuklamalarda her gün 1 lirayı, minibar gelirlerinin yüzde 20’sini, oda servisi ve restoran gelirlerinin yüzde 10’u ile havlu ve çarşafların yıkama maliyetini; ağaç dikmek üzere TEMA Vakfı’na bağışlayacaklarını ifade etti.
TEMA Vakfı Çukurova Şube Başkanı Halil Akyürek te, kampanya için otel yetkililerine teşekkür ederek, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Akyürek, “Yurt çapına yayılmış 500 şube, 550 bine varan gönüllü ordusuna sahibiz. Dünyada ve Türkiye’de çevresel tehlikeye karşı oluşturmaya çalıştığımız toplum bilincini yeterli bulmuyoruz. Çalışmalarımızı daha üst düzeylere çıkarmak için elimizden gelen gayrite sarf ediyoruz” şeklinde konuştu.
Büyükşehir Belediyesi olarak “Engelsiz Kent, Engelsiz Ülke” çalışmalarında lider konumda olduklarını vurgulayan Zihni Aldırmaz, “Bu konuda duyarlı olan hemşehrilerimizi Tıp Fuarımızı gezmeye davet ediyorum. Ortopedik engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak için akülü sandalyeler ve çeşitli aparatlar var. Hayırseverlerimizin cüzi fiyatlarla bunları satın alarak destek olmalarını bekliyorum” şeklinde konuştu.
TEMA Vakfı Başkanı Halil Akyürek’in Adana’da çok sevilen bir kişi olduğunu belirten Zihni Aldırmaz, “Bu tür kampanyaları yılda bir-iki kez başlatıp konuyu gündeme getirmek lazım. Büyükşehir Belediyesi olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Adanalı çok duyarlı. Ama takdir edersiniz ki, işadamlarımız değişen şartlara kendilerini uydurmaya çalışıyor. Dünya ekonomisi ile ticareti ile yarışmaya çalışıyorlar.” dedi.
Büyükşehir Belediyesi olarak özellikle orta yaş grubunun görebileceği şekilde ağaçları büyük ekmeye çalıştıklarını anlatan Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, “Çünkü istiyoruz ki, 30-40-50 yaşındaki insanlar da o ağaçların gölgesinde otursunlar. Bütün doğaya büyük ağaç dikmek imkansız. TEMA’nın yaptığı gibi küçük ağaçları da dikmek lazım. Biz ağaçları dikeriz, çocuklarımız-torunlarımız gölgesinden faydalanır” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°