Temel sorun işsizlik ve eğitimsizlik
Manşet Haber 14.02.2013 10:27:09 0

Temel sorun işsizlik ve eğitimsizlik

Temel sorun işsizlik ve eğitimsizlik

Adana(Ulus)--Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Zeynep Serap Baltacı, Ülkemizde eğitimsizlik seviyesinin ve işsizlik oranın yüksek olmasının evde sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi.

Baltacı yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada,  iyice bunalan insanların psikolojilerinin de bu doğrultuda değişmeye başladığını ve daha sinirli bir yapıya büründüğüne ve şiddeti de beraberinde getirdiğine dikkat çekerek şöyle dedi:

kentkadin_meclis“ Her şeyden bunalan erkek en zayıf halka olarak gördüğü eşine veya kız arkadaşına şiddet uygulamaya başlıyor. İşin kötü yanı, gördüğü şiddet karşısında sadece susan ve hiç bir şey yapmayan bir kadın daha fazlasını görmeye mahkûm etmiş oluyor kendisini.  Bunun bir üstünlük olduğunu gören erkek her seferinde biraz daha fazla şiddet uygulamaya başlıyor.

Dünyada her üç kadından biri, yaşamında birçok kez şiddete maruz kalıyor hatta öldürülüyor. Buna rağmen birçok insan bu duruma sessiz ve duyarsız kalıyor. Şiddet cahillik göstergesinin en üst sınırı olarak, hoşgörünün olmadığı bir dünya yaratıyor insanlara. Sevgisiz bir dünya dalından koparıldığı için acı duyan bir çiçeğin kokusu gibidir. Erkek kadın her insan birbirini sevgiyle kucaklamalı ve şiddete son vermelidir.

'Bir Milyar Ayaklanıyor Hareketi' şiddete ve şiddet karşısında sergilenen sessizliğe son vermeyi amaçlıyor. 14 Şubat 2013'te, 1 milyar kadın ve erkek, kadına yönelik şiddete karşı direnmek amacıyla dans edecek. Tüm dünyada binlerce aktivist ve kurum kadınlara değer veren herkesi, seyirci kalmamaya, sokaklara çıkarak dans etmeye ve bu şiddete son vermek için direnmeye çağırıyor. V-Day hareketinin öncüsü Amerikalı kadın aktivist Eve Ensler, hareketin kuruluşunun 15. yılı olması dolayısıyla, 14 Şubat'ta tüm dünyada, 180 ülkede, 1 milyar kadını, dans ederek 'kadına şiddete' tavır almaya çağırıyor.

1 Milyar Yükseliyor olarak Türkçeye çevrilen (One Billing Rising) hareketi, dünyada ve  ülkemizde  geniş kitlelerce destekleniyor ve çok sayıda kadın kuruluşu bu kampanyaya destek veriyor.

Adana Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak birçok sivil toplum örgütü temsilcileriyle bizlerde bu hareketin içinde yer alarak 14 Şubat Perşembe Saat:12.00 da Atatürk Parkında kadına şiddete hayır diyor ve sevgiyle, huzur içinde yaşamayı özlüyor ve amaçlıyoruz.

Dünyada ve özellikle Türkiye'de kadınlara yönelik şiddete karşı çıkmayı  destekliyor ve şiddete hayır demeyi istiyorsanız kadın erkek ayrımı olmadan bu dansa siz de katılın. “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°