Temiz Siyaset Temiz Medya istedi
Manşet Haber 14.02.2014 10:53:42 0

Temiz Siyaset Temiz Medya istedi

Temiz Siyaset Temiz Medya istedi

MHP Seyhan Belediye Başkan Adayı Abdullah Çalışkan, siyasetin finansmanı çözülmediği sürece özgür siyaset yapılamayacağını söyledi. Çalışkan,  “Ülkemizde kayıt dışı siyaset ile bir medya vardır. Kayıt dışı ekonomiden önce kayıt dışı siyasetin düzeltilmesi gerekir. Tüccar-medya mantığı yaklaşımı bulunmaktadır. Temiz bir siyaset olacaksa temiz bir medya da olmalı. Birbiriyle bağlantılı olan bu durum birlikte temizlenmeli.” dedi.

Çalışkan, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti yeni yönetimini ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.  MHP Seyhan Belediye Başkan Adayı Abdullah Çalışkan, medyanın  kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini de vurgulayarak şöyle konuştu:

“Siyasetin içerisinde bulunanlar ile medyadakiler birbirlerini beslemekten vazgeçmeliler. Maalesef, bugüne kadar bütün iktidarlar yandaş medya üretmişlerdir. Medya içerisinde enformasyon, manipülasyon ve dezenformasyon üzerinden gazetecilik yapılıyor. Biz sadece enformasyon nezdinde medya olmalı diyoruz. Belediye Başkanlığım dönemimde asla manipülasyon ve dezenformasyon nezdinde bir haber görmeyeceksiniz.”

Yıllardır Adana’da yerel medyada mücadele eden bir basın mensubunun milletvekili olmasını istediğini ve bunu önemsediğini de kaydeden Çalışkan, “Adana’dan gazeteci arkadaşımız Turgay Develi’nin yanı sıra Mustafa Balbay, ve Oktay Ekşi gibi kişiler parlamentoda görev yapıyor ama genele baktığımızda ‘yok’ denilecek kadar gazeteci milletvekili bulunmaktadır. Zülfü Livaneli bir dönem yaptı. Baktılar ki, parlamentoda istedikleri diyalogu kuramayınca, köşelerine çekilmek durumunda kaldılar. Biz vatandaşın sorununun çözümünde gerçek anlamda gazeteci, mühendis, doktor ve her kesimden nitelikli insanları görmek istiyoruz” dedi.

ADANA BİRÇOK ALANDA GERİYE DÜŞTÜ

Çalışkan, “Adana’nın eskiden sinemacısı, yazarı ve çizeri vardı. Şimdi bununla birlikte birçok alanda çok gerideyiz. Bu nedenle çocuklarımızın, gençlerimizin politikada yetiştirilmesi konusunda ‘Siyaset Okulu’ açacağız. Ayrıca, Adana’nın en büyük eksikliği olan Büyük Kongre Merkezi ile Düşünce Üretim Merkezi gibi yerleri hizmete sunacağız. Bunun dışında; biz sözle siyaset yapıyoruz. Amacımız; STK örgütleriyle, muhtarlarla işbirliği içerisinde olacağız. STK’dan gördüğümüz basını da önemsiyoruz” diye konuştu.

ANKETLER ŞU AN İÇİN YANILTICI OLUR

Yerel seçimlerle ilgili şu anda yapılan anketlerin doğru olamayacağına da dikkat çeken Çalışkan, 10 Mart tarihinden itibaren gerçekleşecek anketlerle gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi. Şu an itibariyle Adana’da MHP’nin ilk sıralarda olduğunu saha çalışması durumuna göre belirtebileceğini de ifade eden Çalışkan, “Ancak Adana’da Aytaç Durak ve Zihni Aldırmaz’ın adaylıkları konusundaki belirsizliğin ve Yıldıray Arıkan’ın da sahaya yeni inmesi dolayısıyla anket sonuçlarının bize neler getirebileceğini bilemeyiz. Yerel bazda Adana’da şu anda bir MHP rüzgarı var. Büyükşehir adayımız Hüseyin Sözlü 1.5 yıldır sahada çalışıyor. 1-0 öndeyiz ama bu skor çok tehlikeli. Maçı 3-0 almak ve uzatmalara bırakmamak istiyoruz” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°