TEMSA, BİR SİMİT KADAR ÖNEMSENMEDİ!
Manşet Haber 18.12.2019 17:26:16 0

TEMSA, BİR SİMİT KADAR ÖNEMSENMEDİ!

TEMSA, BİR SİMİT KADAR ÖNEMSENMEDİ!

İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk; TEMSA’nın yılda 11.500 araç üreten, 66 ülkeye, tamamen Türk mühendislerinin tasarımı otobüslerimizi ihraç eden, elektrikli otobüste muadil firmaların önüne geçmiş bir değer olduğuna dikkat çekerek, “TEMSA’ya sahip çıkmak, Simit Sarayı’ndan daha önemlidir. TEMSA ile Adana’da binlerce ocak tütmektedir.” dedi.
Koncuk; TBMM Bütçe Kanunları ile Kesin Hesap Kanunları ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi görüşmeleri sırasında Genel Kurul’da yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“TEMSA, Adana’da faaliyet gösteren, elli bir yıldır otomotiv sektöründe olan, Türkiye’nin medarıiftiharı bir kuruluştur. TEMSA Sabancı ailesinden sonra, 30 Haziran 2018 tarihinde el değiştirerek, Enver ve Rukiye Ünver’in kurduğu İsviçre merkezli True Value Capital Partners fonuna satıldı. TEMSA otobüsleri yüzde 100 Türk mühendisleri tarafından tasarlanmış otobüslerdir.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay açıklamasında 'İlk arabayı yakında piyasaya süreceğiz.' dedi, aslında TEMSA vasıtasıyla otobüsümüzü zaten piyasaya sürdük. TEMSA Avrupa ve Amerika’daki çalışmalarıyla çok ciddi isim yapmış bir şirket. Yılda 4 bin otobüs ve midibüs 7.500 hafif kamyon olmak üzere tek vardiyada yılda 11.500 araç üretiyor ve ürettiğinin yüzde 80’ini ihraç ediyor. Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, İtalya, İsveç, Litvanya, Benelüks gibi 66 ülkeye, Türk Cumhuriyetleri de bu ülkelerin içerisindedir. Kendi segmentinde Avrupa’da ilk 8’in içinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk 4’te yer alıyor. TEMSA Adana’da ve Türkiye’de elektrikli üretimde, otobüs üretiminde kendi muadillerinin teknolojik bakımdan önüne geçmiştir.
On beş gün önce TEMSA’nın CEO’su Aslan Uzun hedeflerini şöyle ortaya koyuyor: 'Beş yılda en az 5 kat daha büyüyeceğiz. 2020’de yüzde 30’un üzerinde büyüme planlıyoruz. Türkiye’de pazar lideri biziz, Türkiye yollarında gezen her 3 otobüsten 1’i TEMSA’ya ait. On yıl sonra sadece Türkiye’de değil, Amerika’da da üretim yapacağız. Hem ciroda -bu cümle önemli- hem adette hedeflerimizi tutturuyoruz.' On beş gün önce TEMSA’nın CEO’su bunları söylerken on beş gün sonra TEMSA batıyor -söylentilere göre, duyduklarımızdan hareketle söylüyorum, bir resmî bilgi veren de yok. Sanayi Bakanımız Sayın Mustafa Varank’a sordum ama tek bir cümle cevap vermedi, basından aldığımız bilgilerle TEMSA’nın içinde bulunduğu ödeme güçlüğünü öğreniyoruz. Bir bankadan aldığı krediyi bankanın öne çekmesi sebebiyle. Kredinin öne çekilme sebebi nedir? Hangi bankadan kredi çekilmiştir? Acaba dünya piyasasında, Amerika’da ilk 4’te, Avrupa’da ilk 8’de olan bir Türk kuruluşunun rekabet dolayısıyla birtakım eller tarafından batırılması mı söz konusudur? Adana tabiriyle bir üçkâğıt mı var bilmiyoruz? Hükûmetimizden bu konuda bir bilgi yok ve 1.500 kişi çalışıyor. Yan sanayi eklemeleriyle binlerce insan Adana’da, TEMSA’dan ekmek yiyor. Aslında TEMSA, ürettiği değerle sadece Adana’nın medarıiftiharı değil Türkiye’nin medarıiftiharıdır.”
İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk; “Ziraat Bankası olarak Simit Sarayı’na 500 milyon vererek ortak oluyorsunuz. TEMSA gibi bir dünya devi olmuş şirketi kurtarmak adına, Hükûmetin ne yapacağını merak ediyorum. Türkiye’nin değeri ve binlerce insan buradan ekmek yiyor. Basının da TEMSA konusuna Simit Sarayı kadar dikkat etmediğini, haber dahi yapmadığını görüyorum. Bu, hepimizi ilgilendiren bir durumdur, onun sahibinin kim olduğu bizi ilgilendirmiyor, o batmış, çıkmış önemli değil ama TEMSA’yı kurtarmak bizim için millî bir görev olarak görülmelidir, diye düşünüyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°