Tenis Dağcılık Briç Dalı Açtı
Manşet Haber 9.06.2013 09:14:58 0

Tenis Dağcılık Briç Dalı Açtı

Tenis Dağcılık Briç Dalı Açtı

Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü (ATDSK) faaliyetlerine briç dalını da ekledi.

tenis_bricATDSK Başkanı Hüseyin İlker Güner, bugüne kadar yüzme, tenis, halkoyunları ve dans alanlarında sürdürdükleri etkinliklere beyin sporu briç dalını da eklediklerini ve kulüp olarak takım oluşturduklarını açıkladı.
Gençlik yıllarından bu yana briç sporuna ilgi duyduğunu ifade eden Güner, ‘’Bu sporun gelişmesi ve yaygınlaşması amacıyla kulüp bünyesinde briç dalı açma fikrini Yönetim Kurulunda görüştük. Arkadaşların da olumlu karşılaması üzerine, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne başvurarak gerekli tescil işlemlerini tamamladık ve faaliyetlerimize başladık’’ dedi.
1969 yılında kurulan ve her geçen gün aktivitelerini artırmayı başaran ATDSK’nın 3 yıldır başkanlığını sürdürdüğünü, bu dönemde kulübün mekansal değişimi için büyük çaba harcadıklarını anlatan Güner,
şunları kaydetti:
“Bugün kulübümüze nezih bir alan yaratmayı büyük ölçüde başardık. Sportif faaliyetlerimizin daha üst seviyelere çıkması arzusuyla geçen yıl Hülya Cup Tenis Turnuvası’nı Adana’da gerçekleştirdik.
Uluslararası turnuvalar düzenlemekteyiz. Milli sporcumuz Sinan Sudaş adına düzenlediğimiz uluslararası turnuvanın bu yıl 4’üncüsünü başarıyla tamamladık. Kulübümüzün sporcu yetiştirebilmesi için yaptığımız çalışmaları sosyal aktivitelerle desteklemek istiyoruz.”
Adana Briç Spor Kulübü Başkanı ve ATDSK 1. Kademe Antrenörü Hikmet Dörtkaş da oluşturdukları briç dalı kapsamında, briç kursları düzenleyerek, briç öğrenmek ve geliştirmek isteyen sporseverlere imkan yaratacaklarını belirtti.
Dörtkaş, ayrıca kulüp bünyesinde oluşturdukları takımın kalıcı başarısı ve her an müsabakalara hazır olabilmesi amacıyla antrenmanların periyodik olarak süreceğini ifade etti.
İlk kez oluşturdukları briç takımının, 25 Mayısta İskenderun’da düzenlenen 20 takımın katıldığı Türkiye Kulüplerarası Bölge Elemeleri müsabakasında 6. olduğunu belirten Dörtkaş, ‘’Bu sonuç takımızın
geleceği için umut verici’’ dedi.
ATDSK’yı İskenderun’da temsil eden takım; İsmail Erkovan (Kaptan), Aytekin Aşıcı, Muhittin Doğan, Metin Kasan, Ali İhsan Özdemir ve Süleyman Zöhre’den oluştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°