Bunları yazınca, “ne yapılır” sorusuyla karşılaşılıyor doğal olarak…
Yapılması gereken çalışmanın ilk öğesi “insan” olmalı! İnsan yaşamını sürdürürken neleri tüketmek zorunda olduğu, onları elde etmek için nasıl bir uğraş vereceği, ülke yönetiminin bu uğraşta hangi kolaylıkları sağlayacağı, insanın nasıl varlığından dolayı mutlu olacağı gibi birçok öğeyi sayabiliriz!
Aslında “iktidarlar”, tüm bu öğeleri sağlayacaklarının, halktan toplanan vergilerin “eşit/ adil” bölüşümünü yapabileceklerinin, temel gereksinmelerini karşılamada yaşanacak zorlukları en aza indireceklerinin, zor anlarda yanlarında olacaklarının sözünü verdikleri için seçilirler!
Başka türlü hem seçimlerin hem de seçilenlerin ne önemi var ki?
***
Adana gibi bir yerde hem anakent belediyesi elinizde olacak hem de iki merkez ilçe; neler yapılmaz ki?
Öyle insana dokunmayan günlermiş, açılışlarmış, aydınlatmalı billboardlarmış, sükseli genel başkan karşılamalarıymış, toplumun yönetici katmanları için düzenlenen gecelermiş, bindirilmiş getirilen “ünlülere” salonları açmalarmış…
Hiç başınızı kapıdan içeri salıp baktınız mı; içeride kimler var, ön koltukları kimler doldurmuş, konuşmacının anlattıklarını kaç kişi toplumsal yaşamında uygulamak için çaba harcıyor?
Kalabalığı görünce “Adanalıyık” diye haykırmak, “ben sizin yanınızdayım” demek, “gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz” sözünü yinelemek yurttaşın temel gereksinmelerini sağlamada yararı olmuyor! Vitrin mankeni gibi ortalarda gezinen “iş yapmaz/ doyanlarla” hele hiç!
***
Örgüt çalışmalarının odak yeri il örgütleridir; belediyeleri de, milletvekillerini de, sivil toplum örgütlerini de, ilçe yönetimlerini de, harekete geçirecek/ halkın sorunlarının üzerinde eğiltecek olan il örgütleridir!
Her şeyi bırakıp Köy Enstitülerinin çalışmalarını bir kez anımsasanız…
Bu çalışma öyle birbirlerini ağırlamak ya da sıkça bir araya gelip çene çalıp masa başında kurulan öykülerle “kazanç” elde edilecek bir olgu değildir!
Önce gündemdeki konuların sentezini çok iyi yapacak duruma gelene dek çalışacaksın, ardından çalışarak elde ettiğin birikimi gündemdeki olaylarla demleyip halkla buluşturacaksın, bir yandan da halkın öncelikle “doymasının” önündeki dikenli engelleri kaldıracağına inandıracaksın!
Başka tür yapılanların tamamı kandırmaca…
***
Altılı masada bulunan partilerin yetkili isimlerinin, üstlerine düşen ödevi yerine getirdiklerine inanıyorsanız şunu soracağım:
“İktidar” neden bu denli korkusuz, sokaklarda “doymayanlar” bile koruyor, araştırmalarda belirgin bir tepki oluşmuyor, açlıkla sınananlar suskun?
Bunun sorumlusu “muhalefet”! Kendinize gelin artık!
