TERCİHLER: MEB VE YÖK 'BİLGİ' VE 'SANAT' İLE 'MESLEK'İ AYIRT EDEBİLİYOR MU?

TERCİHLER: MEB VE YÖK 'BİLGİ' VE 'SANAT' İLE 'MESLEK'İ AYIRT EDEBİLİYOR MU?

“Ben kimim?” sorusu da “kozmos-evren nedir?” sorusu da soruların yöneldiği arayış olarak “tanım-bilgi” arayışı veya sorunudur. İnsanı biyolojik olanlar arasında bireyden “kişi” olmaya bu soru sorma yani “bilme arayışı” zorlamaktadır. Aristoteles, “her insan doğal olarak bilmek ister” yani insanı kişi yapan “bilme arayışıdır” der. Aristoteles, Farabi veya Yunus’ta dilini bulsun, esas olan problemin kendisidir yani insan bilme arayışında mı sorusudur, bilmenin anlamıdır, “bilme arayışında olmayanın” ne olduğu sorusudur. Soru; tanımlama-bilim, akıl-tercih-eğitim, bilim-eğitim, bilgi-akıl-tercih-eğitim-yaşam sorusudur, kimlik kişilik sorusudur.

İnsanın kendini geçekleştirmesi “sanat” iledir. Bizzat yaşamak; becerilerin bilgi bilinçle geliştirildiği ve gerçekleştirildiği sanat ile ilgilidir.

İnsan, bilgi bilinçle sanatçı olduğu sürece insandır.

Sürekli Bilme, Tercih, Hareket ve Yaşam
Bilme arayışının potansiyel olması, “kişi” olmaya yetmemektedir, insan bizzat bunu isteyerek ve gerçekleştirerek kişi olmaktadır, bu da hayatın kendisi gibi “süreç” esaslıdır yani bir kez “kişi” olununca hep “kişi” olunamamaktadır. Hayat gibi sürekli kişi olmak, sürekli kişiliği geliştirmek de “doğal-zorunlu” bir durum oluşturmaktadır, bilgi bilim sanattan kopunca, örneğin “bilinç” kaybında “ot-biyofizyolojik” bir var olan düzeyine düşülmektedir. O da sağlıklı olmazsa ölünerek inorganik seviyeye, inorganik de atomlarına, atomlar parçacıklarına… parçacıklar birbiri üstüne çökmekte veya başka bir moda… geçmektedir. Yaşam harekettir veya hareket yoksa yaşam belirtisi yoktur. Hareket, ister ileri diyelim ister geri diyelim, sağa sola, öne arkaya veya dairesel sonuçta hareket var olanın zorunlu bir parçasıdır, var olanın ve hayatın hem kendisi hareket hem de hareket halindedir, var olan da toplam varlık da hareketle var olan ve varlıktır.

Hareket zorunlu da insan hareketi bilgi ve bilimle, tercihle, eğitimle nasıl bir bağ içinde?

Bilme, Akıl, Tercih, Yön ve Hareket
Nasreddin Hocaya “sağında” demişler de hoca “karanlıkta sağımı solumu bulamıyorum” diye serzenmiş. Hareket halindeyiz, hareketin dışında kalma şansımız yok, uzun ince veya kalın bir yol, ama yönü ne belirleyecek? Ilgın veya hızlı esen rüzgarda savrulup gidecek miyiz yoksa yönümüzü ne tayin edecek, kendimiz nasıl tayin edeceğiz?
Bir yaprağın rüzgârda veya akıntıda akıp gitmesi ile bir öğrencinin okul veya üniversite tercihi yapabilmesi veya yapamaması arasındaki fark nedir? Seçim veya tercih iradesi-aktı ile şartları nelerdir? Yaprak bilinçli bir özne değildir, insan ise “bilinçli tercih” ile olunca yönünü biraz da olsa kendisi de belirleyebilmektedir, yapraktan farkı bu olacaktır.

Yön bulma yetisi diğer hayvanlarda binlerce yıllık doğal deneyim birikimiyle, genetik yolla aktarılıyor, içgüdüsel olarak mı sürüyor? Diğer hayvanlarda da ebeveyn ve grubun etkisi, erken çocukluğun etkisi ne oluyor, onlar bir yandan araştırılıyor. Tüm bunlarla birlikte insanla da baş edemiyorlar.

İnsanınkisini az çok ayıran ne? Bilgi ve bilinçli tercih, sanatla yaşama mı?

Bilgi olmazsa doğru tercih veya yön tayini bilinçsiz var olanlardan farklı olmaz. O halde bilgi tercihin, tercih sanatın, hepsi birlikte hangi yönde yol alınacağının yani insan kişisi olarak yaşamımızın nasıl şekilleneceğinin kritik bir öğesini oluşturmaktadır.

Bilginin yanında bilgi temelli tercihlere de ihtiyaç var. Yaşam tüm kısıtlılıklarıyla birlikte aynı zamanda potansiyeldir ve çok sayıda, neredeyse sonsuz sayıda seçeneği de birlikte sunmakta, insan için yaşam temelde “tercih” işi. Bilinçli tercihlerle bizzat yaşamak da sanat sayılır, insan için sanatla gerçekleşmektedir.

Tercih Sorusu: Yaşamaya Ne Değer? “Yaşamak İçin Bilgi, Akıl ve Sanat”
Tercih sorusu da bilgi temelli ama tercih sorunu akıl veya rasyonalitenin de çok güçlü devreye girdiği “daha değerli olan ne?” sorusunu da birlikte getiriyor: Yaşamaya ne/ler değer?

Kıyaslama önce bilgi, bilgiyle beraber akıl ve matematik gerektiriyor. Tercihler bilgi ve rasyonalite esaslı olmak zorunda. Rasyonalite için “ölçü” gerekiyor. Ölçü bilgi ve deneyimin sağladığı ölçü olacaksa “yaşamak/yaşamın artırılması”, insanın yaşaması/yaşamı artırması için ise “bilgi-teori” şart bulunuyor. Bilinçli eylem veya yaşam, bizzat sanattır, sanatla gerçekleşiyor.
MEB’in Okulu, YÖK’ün Üniversiteyi “Sanat-Bilgi-Teori” Değil “Meslek” Görme Yanlışı
Meslekten Önce Sanat: Sanat insanın insan oluşunun temeli, “techne” yani hem uyma hem de uyarlama becerisi, hayatı yaratma oluşturma kültür becerisi. Yürümekten yüzmeye şarkı söylemekten yazıya, pulluktan uzay araçlarına her şey sanatla başarılıyor. Okul ve üniversiteler meslek değil beceri temelli, sanat temelli olmak zorunda.

Sanat, Bilgi-Teori ve Akıl İç İçe: Sanatın sanat olabilmesi elin dokunduğu dünyanın “bilgisini” gerektiriyor-getiriyor, akılla değerlendiriliyor ve seçiliyor, bilgiyle daha da gelişiyor.

Bilgi, Sanat, Akıl Birlikte Yaşam Tercihi ve Yaşama: İnsan bilgiyle akılla sanatla yaşıyor, bilgi ve akılla tercihlerini yapıyor ve sanatla hayata geçiriyor.

İnsan bilmek istediği sürece bilgisiyle, yaşamak istediği sürece irade-akıl ve seçimleriyle, bunları sanatıyla (bilinçli yapabildikleri ile) hayata geçirmesiyle kişi olur ve istese de istemese de yaptığı ve yapamadığı tercihleriyle yaşar.

Hareket ve tercih (yaptığımız yapmadığımız tercih) zorunlu ama neyin tercih edileceği bilgi ve akıl meselesi, bizzat bilinçli yaşamak seçim ve sanat meselesi.

Eğitim hem kendisi bir tercih hem de daha esası bilme ve sanat olan bir süreçtir.

MEB ve YÖK “meslek” temelli talim terbiye yaparsa “at terbiyecisine” dönüşür. Okullar ve üniversiteler “meslek” değil “bilgi-bilim-teori”, “akıl” ve “sanat” kurumları olmalıdır.
“Bilgi ve Sanat” Okulu Doğru, “Meslek” Okulu Yanlış
Eskiden “sanat” okulları terimi kullanılıyordu. Ne kadar sanat okuluydular, o ayrı bir tartışma ama doğru tanımlama “sanat “okulu tanımlamasıdır, eğer okul olacaksa “sanat” okulu modeli tercih edilmelidir.

Sanat bilgi bilimle iç içedir. Okul ve üniversiteler sanat ve bilgi bilim kuruluşları olmak durumundadır.

“Meslek” insanın ayrılmaz unsuru değildir, “dışta” bir iş tanımıdır. Yüzbinlerce meslek sayılabilir, sanat, bilgi ve bilimdeki gelişmelerle meslekler çok daha farklılaşır. Olgunun kökü “bilgi“, “akıl” ve “sanat”tır, eğitimbilimleri terminolojisi ile beceri ve temel yeterlilikler temel olmalıdır. Okul ve üniversitenin insanı hayata ve mesleklere hazırlaması “meslek okulu” anlamında değildir, sanat-bilgi-bilim, mantık, felsefe anlamındadır.

Mevcut “meslek” ve “meslekleri” tayin eden yerleşik yapı veya oluşumlardır. “Meslek” okulu; araştırmak, bilmek, yaşamak ve hayatı geliştirmek, hatta yeniden oluşturmak değil, aksine verili yapıdaki mesleklere “adam” yetiştirmektir. O zaman iradesi, bilgisi, seçimi, sanatı belli meslek ve meslek zümrelerine, onun arkasındaki yerleşik iktidar ve sınıflara bağlamış oluruz. Burası “ideal” anlamda insanın insan oluşuna temel olan okul değil, köleliğe hazırlama olur, insanı insan olmaktan uzaklaştırır.

İşin özeti şu ki MEB ortaokulu imam hatip, ortaöğretimi çeşitli meslek okulları şeklinde ayrıştırarak ne yaptığını ya bilmiyor ya da kasten yanlış yapıyor demektir. Okullar hem sanat hem bilim okulları olarak dizayn edilmeli, her çocuğun bilgi, akıl, sanat gelişimi temel hakkı sayılmalıdır.

YÖK daha da dağılmış durumda. Üniversitenin sanat-felsefe-bilgi-araştırma ve geliştirme kurumu olduğunu bile unutmuş durumda. Mühendislikleri ileri techne-sanat alanları yapmaktan daha çok “meslek” olarak görmekte ve temel sanat-matematik-felsefe-bilimleri tümden gözden çıkarmış bulunmakta. Oysa üniversitelerin tümünde ve her programda sanat-bilim-felsefe temel olmak durumunda.

Gençler meslek değil sanat-bilim-araştırma-yaratıcılığa yönelirse kişi olabilecekler, bilim-akıl-felsefe-sanatı olanlar zaten ileri düzeyde inovasyon yapabilecek ve zaten daha operatif (talim terbiyeye dayalı) meslekleri de gerçekleştirebileceklerdir.

Adnan Gümüş

31.07.2022 12:06:24

YAZARLAR


CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU