Tezcan’dan Emniyet’te Mercedes skandalı iddiası
Manşet Haber 15.04.2016 14:59:43 0

Tezcan’dan Emniyet’te Mercedes skandalı iddiası

Tezcan’dan Emniyet’te Mercedes skandalı iddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, güvenlik güçlerinin canını dişine takıp kelle koltukta terörle mücadele ederken,  Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in kendi can güvenliğini sağlamak için 6 milyon 400 bin liraya iki Mercedes marka otomobil satın aldığını söyledi.  Bu duruma adeta isyan eden Tezcan, “Böyle bir şey olmaz” dedi.  Seçmen kütüklerinin sızdırıldığı iddiasının ise bir tezgah olduğunu öne süren Tezcan, Hükümetin seçim güvenliğini sağlayacak önlemlerin alınmasını önlemek istediğini vurgulayıp, “Sandıkları kapatıp 5 milyon Suriyeliyi canınız istediği gibi sandığa yazmanın mı peşindesiniz” diye sordu.bulent_tezcan_chp (2)

KOZAN VE CEYHAN’DA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve il yöneticileriyle birlikte Adana’nın Kozan ve Ceyhan ilçelerinde ilçe örgütleri, ticaret odaları, borsaları, ziraat odaları, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluştu. Halkın sorunlarını dinleyen Tezcan dün de CHP Adana İl Başkanlığı Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.

Adana’daki iki günlük programının oldukça verimli geçtiğini belirten Tezcan, “Önümüzdeki seçimler hangi tarihte yapılırsa yapılsın Adana’da hazır olduğumuzu görüyorum. 2019 seçimlerinde başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere birçok ilçenin belediye başkanlığını da alarak yerel iktidar olacağız. Bunu bu ziyaretlerimde gördüm. Bu mutlulukla dönüyorum” dedi.

“AKP TERÖR ÜZERİNDEN İKTİDAR DEVŞİRME HESABI İÇERİSİNDE”

Türkiye’nin en önemli gündem maddesinin terör olduğunu kaydeden Tezcan, Türkiye’nin bu sorunu bir an önce çözmek zorunda olduğunu ifade etti.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Davutoğlu’na “Terörü önleme konusunda neye ihtiyacınız varsa samimi olarak getirin sonuna kadar destek vermeye hazırız” dediğini anımsatan Tezcan, “Ama biz biliyoruz ki AKP terörü önleme konusunda Türkiye’de ciddi bir samimi bir politika izlemek yerine terör üzerinden bir iktidar devşirme hesabı içerisindedir” diye konuştu.

Hiçbir devletin teröre teslim olmayacağının altını çizen Tezcan, Türkiye’de de güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini hukuk sınırları içerisinde sonuna kadar sürdüreceğini söyledi.bulent_tezcan_chp (1)

“İSTİHBARATI SAKLAYAN POLİSLER”

Terör örgütleri Ankara Garı’nda bomba patlatırken, AKP hükümetinin istihbarat bilgisini saklayıp ilgili makamlara vermeyen polisler hakkında soruşturma izni vermediğine dikkati çeken Tezcan, “Bu polislerin mahkemede yargılanmaları lazım ama ‘yargılamayın’ diyen, yargılama izni vermeyen hükümet. O zaman insanın aklına ciddi şüpheler geliyor” şeklinde konuştu.

6.4 MİLYONLUK MERCEDES

Hemen her gün şehit haberlerinin geldiği bir ortamda güvenlik güçlerinin canını dişine takıp terörle mücadele ettiğini aktaran Bülent Tezcan, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in ise kendi can güvenliği için 6 milyon 400 bin liraya iki Mercedes aldığını söyledi. Tezcan, “Emniyet Genel Müdürü kendisini korumak için her biri 3 milyon 200 bin lira olan iki tane Mercedes alacak, öbür tarafta da uzman çavuşlarımız, askerlerimiz kelle koltukta terörle mücadele edecek. Böyle bir şey olmaz. Bu, Türkiye’ye yakışan bir tablo değil” ifadelerini kullandı.

“5 MİLYON SURİYELİ SEÇMEN Mİ YAPILACAK?”

Türkiye’deki 50 milyon seçmenin kimlik bilgilerinin sızdırıldığı iddiasına da değinen Tezcan, sözkonusu iddianın bir yalandan ibaret olduğunu öne sürdü. Seçmen kütüklerinin seçim kanunu gereği 30 siyasi partiye her yıl altı ayda bir verilmesinin zorunluluk olduğunu dile getiren Tezcan, şöyle devam etti:

“İlk ortaya çıktığı gün anladık ki bu bir tezgah. Muhtarlıkta 15 gün boyunca askıya çıkan kütüklerin neresi gizli? Şu anda hükümet bunun üzerinden seçmen kütüklerini partilere vermemenin yolunu açmaya çalışıyor. Siz şimdi sandıkları kapatıp 5 milyon Suriyeliyi canınız istediği gibi sandığa mı yazmanın peşindesiniz?  Burada bir tezgahın döndüğünü, planlandığını biliyoruz. Seçim güvenliğini ortadan kaldırmak üzere partilerin denetim yollarını kapatmaya çalışıyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bu oyunu bozacağız.”

“ENSAR VAKFI’NIN KORUMANIN TELAŞINDALAR”

Türkiye’de milli eğitimin tarikatlar, cemaatler ve vakıfların vicdan ve inisiyatifine terk edildiğini belirten Tezcan, bu nedenle eğitim sisteminin yeniden ele alınmasının bir zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Mevcut eğitim sistemini “gayri milli” olarak değerlendiren Tezcan, Ensar Vakfı’nda yaşanan çocuk tacizleri konusunda Milli Eğitim Bakanının ve Hükümetin tacize uğrayan çocukları koruması gerekirken Ensar Vakfı’nı korumanın telaşına düştüğünü belirtti.

Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepsi vakfı korumanın peşinde. Yazıktır. İşte bu yapıyı ortadan kaldırıp milli eğitimi yerleştirmek zorundayız. Bu vakfın seminer versin diye çağırdığı en az 5-6 panelist hayatının bir döneminde çocuk tacizi veya tecavüzünden mahkeme karşısına çıkması tesadüf müdür?  Çocuklara ya da bu konuda ahlak üzerine, din üzerine eğitim verecek başka adam bulamadınız mı? Nasıl oluyor da bulduklarınızın büyük çoğunluğu böyle çıkıyor? Ensar Vakfı şimdi de Peygamber efendimizin kutlu doğum haftasının kutlama etkinliklerinin sponsorlarından biri olmuş.  Hayretle ve dehşetle izliyoruz. Ensar Vakfı’nın kutlu doğum haftasına sponsor olması her şeyden önce peygamber efendimize hakarettir. Böyle bir anlayışı nasıl kabul etmek mümkün?”

“EN ÖNEMLİ SORUN CUMHURBAŞKANININ DOKUNULMAZLIĞI”

Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili tartışmaları da değerlendiren Tezcan, Türkiye’nin güçlü bir parlamenter demokrasiye ihtiyacı olduğunu ifade etti. “ Türkiye’de anayasa dışı hareket eden, kendisini anayasaya bağlı hissetmeyen, mahkemeleri anayasa mahkemesine isyana teşvik eden, dokunulmazlığı bir zırh olarak kötüye kullanan, kullandığını bilen ve ikrar eden bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, cumhurbaşkanının, “Beni ancak vatana ihanetten TBMM’nin dörtte üçünün oyuyla yargılayabilirsiniz” şeklindeki sözlerinin “Ben evet suç olduğunu biliyorum ama siz beni yargılayamazsınız, dokunulmazlığım var” anlamına geldiğini kaydetti.

Türkiye’de dokunulmazlıklarla ilgili en önemli sorunun cumhurbaşkanının dokunulmazlığı olduğunun altını çizen Tezcan, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı anayasayı açıkça ihlal etmektedir.  Anayasayı ihlal suçtur. Bu suçu bilerek işlemektir ve bu suçu işlediği halde ‘Beni dokunulmazlık nedeniyle yargılamazsınız’ diye de açıkça ifade etmektedir.  Anayasa fiilen değişmiştir. Rejim fiilen değişmiştir, artık adını koymak gerekir diyen cumhurbaşkanının kendisidir. Ve şimdi bu anlayış etrafında iktidar partisi Türkiye’ye bir yenilik gibi,  bir tahakküm sistemi getirmeye çalışıyor. AKP’nin yeni anayasa diye ortaya getirdiği süreç Türkiye’de bir diktatörlük yerleştirme sürecidir. “

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 15.2°