TGS
Manşet Haber 3.05.2021 12:56:03 0

TGS'DEN DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ'NDE 'BASIN BELADA' KAMPANYASI

TGS'DEN DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ'NDE 'BASIN BELADA' KAMPANYASI


Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde 'Basın Belada' başlığıyla başlattığı kampanyayla gazetecilerin sorunlarına ve üzerlerindeki baskıya dikkat çekiyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla 'Basın Belada' başlıklı bir kampanya başlattı. TGS'nin web sitesinden yapılan açıklamada 'Basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada' denildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı zorluklara ve üzerlerindeki baskıya dikkat çekmek amacıyla 'Basın Belada' başlığıyla bir kampanya başlattı.
Sosyal medyada #BasınBelada etiketiyle başlatılan kampanyaya dair TGS'den yapılan açıklamada 'Türkiye’de medya özgür değil. Gazeteciler sansürleniyor, kovuluyor, hapse atılıyor. Böylece toplum haber alma hakkını, ülkemiz demokrasisini kaybediyor. Çünkü basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada' denilerek sadece son bir yılda gazetecilere açılan davalar, soruşturmalar ve verilen cezalarla uğradıkları hak ihlalleri paylaşıldı:
'Sadece son bir yılda:
• Gazeteciler toplam 226 yıl 8 ay 25 gün hapis cezasına mahkûm edildi.
• 128 davada 274 gazeteci yargılandı.
• 101 gazeteci hakkında soruşturma açıldı.
• 44 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı.
• 23 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi.
• 57 gazeteci toplamda 144 gün gözaltında kaldı.
• 6 gazeteci gözaltında darbedildi.
• 62 haber sitesine ve 1411 haber içeriğine erişimin engellenmesine karar verildi.
• RTÜK marifetiyle toplam 7.488.851,00 TL idari para cezası ve 41 defa yayın durdurma cezası verildi.
• 322 basın kartı iptal edildi.
• Basın İlân Kurumu gazetelere toplam 212 gün ilân kesme cezası verdi.
• Medyada işsizlik %35 seviyesine çıktı.
• Beş ayrı medya kuruluşunda 1400 çalışanın toplu sözleşme hakkı işveren itirazıyla engellendi.
• Ve 43 gazeteci hâlâ cezaevinde tutuluyor.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°