Vahap MUNYAR’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısı şöyle:
TÜRK Hava Yolları’nın (THY) saat 11.00’de Hannover’den İstanbul’a hareket edecek uçağındayız...
Kabin ekibi business class yolcularına, 'hoşgeldiniz' ikramı yapıyor.
Tepside su ve meyve sularının yanında şampanya olmadığını gören bir yolcu, kabin ekibine sordu:
- Neden şampanya yok?
- Efendim Almanya’nın uyguladığı kurala göre kapıları kapatmadan alkollü içki ikram edemiyoruz.
Yolcu, başta Lufthansa ve THY olmak üzere sıklıkla business uçtuğunu belirtip, ısrar etti:
- Ben Almanya’ya sıkça geliyorum. Böyle bir gerekçeyi ilk kez duyuyorum.
Hostes yolcunun ısrarı üzerine çözüm üretmeye çalıştı:
- Efendim eğer istiyorsanız hemen ikram ederiz.
Bunun üzerine araya girip kabin amirine sorduk:
- Hannover’e iki gün önce gittik. Giderken de 'hoşgeldiniz' ikramınızda şampanya yoktu. THY yönetimi bu değişikliği ne zaman yaptı?
- 20 gün kadar oldu. Artık kalkıştan önce alkollü içki ikramı yapmıyoruz.
- Normal alkollü içki servisinizin kalkıştan önce başlamadığını biliyoruz. Business class yolcusuna 'hoşgeldiniz' ikramında şampanya vardı.
- Evet, o da 20 gün kadar önce uygulamadan kalktı.
Şampanyayı ilk soran yolcu ısrarından vazgeçmedi, hostes kalkıştan önce servisi yaptı. Kalkıştan sonra da belki o kadar içeceği yokken yol boyunca şarabını yudumladı.
British Airways’i de geçip, Avrupa’nın 3’üncü havayolu şirketi noktasına yükselen, transit yolcusu gün geçtikçe artan THY, en pahalı sattığı koltuğunda oturan yolcusuna 'hoşgeldiniz şampanyası' ikram etmekten neden vazgeçti acaba?
Bunun gerisinde, 'Ben kendim verip günaha girmeyeyim, yolcu isterse günahı boynuna' gibi bir düşünce mi var?
