TİCARET BORSASI
EKONOMİ 19.03.2018 22:11:08 0

TİCARET BORSASI'NA YENİ HİZMET KOMPLEKSİ

TİCARET BORSASI'NA YENİ HİZMET KOMPLEKSİ

Adana-Ceyhan yolu üzerinde 72 dönümlük alan üzerine inşa edilen ve bünyesinde elektronik satış salonu, 52 tüccar ofisi, çiftçi bekleme ve çok amaçlı toplantı salonu, gelişmiş laboratuvarlar ve 50 bin tonluk ATB Çukurova Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk tesisleri bulunan Adana Ticaret Borsası Yeni Hizmet Kompleksi’nin açılış töreni, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin katılımıyla gerçekleştirildi.
Ceyhan Yolu üzeri, Adana Çimento Kavşağı civarında yapımı tamamlanan Ticaret Borsası Yeni Hizmet Kompleksi’nin açılış törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin yanı sıra Vali Mahmut Demirtaş, Adana Milletvekili Tamer Dağlı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, ATB Başkanı Şahin Bilgiç, ATO Başkanı Atilla Menevşe, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç, AOSB Başkanı Bekir Sütçü, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti ve iş dünyasının temsilcileri, oda ve dernek başkanları, davetliler ve vatandaşlar katıldı.
Adana Ticaret Borsası Şahin Bilgiç, yapımı tamamlanarak hizmete giren ATB Yeni Hizmet Kompleksiyle, kent ve bölge tarımının önemli bir vizyon üstleneceğini söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, yeni hizmet binasının yapımında emeği geçenlere teşekkür ederken Vali Mahmut Demirtaş ise konuşmasında, Adana'da tarım ve tarıma dayalı sanayinin her geçen gün gelişmekte olduğunu, dev sanayi kuruluşlarına yenilerinin eklendiğini ifade etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise konuşmasında, 'Bugün dünya nüfusunun yüzde 45’i kırsal alanlarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Yaklaşık 76 trilyon dolar olan Dünya Gayri Safi Hasılası içinde tarımın payı yüzde 4,2'dir. Tarımın toplam istihdamdaki payı ise yüzde 28,7 ile çok ciddi bir boyuttadır. Bu da, tarımın istihdamın artırılması ve işsizliğin düşürülmesi açısından da önem arz etmektedir.' dedi.
Adana'nın, pamuk, buğday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildiği Çukurova tarım bölgesinin hem üretim, hem pazarlama hem dağıtım merkezi olduğunu vurgulayan Tüfenkci, Türkiye’de yetiştirilen mısır ve soya fasulyesinin yarısının Adana'da üretildiğini, pamuğun başkenti olan kentin yeniden pamukta eski günlerine dönmekte olduğunu belirtti.
Tüfenkci, önümüzdeki dönem Adana'ya lisanslı pamuk deposunun da kazandırılacağını kaydederk, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Adana civarında Çukurova'da olduğu gibi Anadolu insanı için de tarım, her zaman önemli olmuştur. Bugün dünya nüfusunun yüzde 45’i kırsal alanlarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Yaklaşık 76 trilyon dolar olan Dünya Gayri Safi Hasılası içinde tarımın payı yüzde 4,2'dir. Tarımın toplam istihdamdaki payı ise yüzde 28,7 ile çok ciddi bir boyuttadır. Bu da, tarımın istihdamın artırılması ve işsizliğin düşürülmesi açısından da önem arz etmektedir. Buna karşın özellikle tarım alanlarının daralması özellikle mevcut alanlardaki verimliliği arttırma noktasında bizlere önemli görevler düşüyor. Sadece verimliliğin arttırılması yetmez aynı zamanda oradan elde ettiğimiz ürünleri de pazarlama noktasında o tarım ticareti noktasında bizlere önemli görevler düşmektedir. Çiftçimiz ne kadar verimli üretirse üretsin ticareti önemli. Tarım bakanlığımız üretim noktasında, tarım ticareti noktasında sizlerle ve borsalarımızla, sanayicimizle, iş adamlarımızla beraber biz bu ülkenin tarımını en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Sizler yol göstereceksiniz, hükümet olarak da iz sizin önünüzü açacağız.'
'ÜRETİCİNİN HER ZAMAN YANINDAYIZ'
Her zaman üreticinin yanında olduklarını ve olmaya da devam edeceklerinin altını çizen Bakan Tüfenkci, 'Bu seneninin başında Başbakanımızın da açıkladığı gibi mazotun yüzde 50'sini biz vereceğğz. Buradaki amacımız üretimi arttırmak. Yeter mi yetmez. Şimdi dünyanın gittiği yere, yani lisanslı depolara biz gidiyoruz. Lisanslı depolara verdiğimiz desteklerle de özellikle tarım ticaretinin desteklenmesi noktasında önemli gayretler gösteriyoruz. Lisanslı depo başta çiftçilerimiz, üretecilerimiz için. İkincisi tarım sanayisinde iştikal eden sanayicilerimiz için. Onları depo maliyetlerinden kurtarıyoruz. Türkiye için de biz israfı önlüyoruz. Biz tarım ürünlerindeki kayıbı önlüyoruz. O kayıbı önleyerek hem üreticilere kazandırıoruz aynı zamanda tüketicilere de kazandırıyoruz. ' diye konuştu.
Tüfenkci, dünyanın en büyük sanayi ülkelerinin aynı zamanda dünyanın en büyük tarım ülkeleri de olduğunu, bu nedenle sanayileşirken tarımın da bir kenara bırakılamayacağını söyledi.
TÜRKİYE ÜRÜN İHTİSAS BÖLGESİ ÇALIŞMALARI

Lisanslı depo yapan herkesin, ülkenin neresinde yaparsa yapsın, lisanslı depo yatırımlarını 5. bölge teşvik yatırımları içerisine aldıklarını dile getiren Bakan Bülent Tüfenkci, şunları kaydetti; 'Daha önce 10 milyona kadar faizsiz kredi desteği veriyorduk şimdi bunu 20 milyon TL'ye kadar çıkardık. Bu önemli bir destek. Sadece bu desteği yapıp lisanslı depoların yapılmasını sağlamıyoruz aynı zamanda buraya ürününü koyacak çiftçilerimize, üretici birliklerimizin kira parasını da biz karşılıyoruz. Yetmedi, yetkilendirilmiş, sınıflandırılmış laboratuvarlar için de onun analiz parasını da devlet, hükümet olarak biz karşılıyoruz. O da yetmedi tarlasından bu depoya getirirken ürününü ton başına 25 lira da biz destek sağlıyoruz. Gelinen aşamada lisanslı depo kapasitesinin 1.7 milyon tonu hububat, 17 bin ton pamuk, 13 bin 500 tonu zeytin ve 17 bin tonu fındık olmak üzere toplam kapasite 1 milyon 774 bin tona ulaşmıştır. Kuruluş iznini almış 106 şirketin tamamının lisans alması durumunda ulaşmasını öngördüğümüz kapasite ise 9.5 milyon tondur. '
Türkiye Ürün İhtisas Borsanı'nın kuruluşuna 6 Nisan 2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile izin verildiğini hatırlatan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bu izin üzerine çalışmaları tamamladıkları ve bunu en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını ve derinliği olan bir borsayı hayata geçireceklerini söyledi.
Bölgesel ticaretten ulusal ticarete adım atılacağını, şeffaf derinliği olan, rekabet koşullarının en ideal şekilde işleyeceği yeni bir tarım ürünlerini ticaret platformunu da oluşturmuş olacaklarını vurgulayan Bakan Tüfenkci, bunu Borsa İstanbul ile birlikte yapacaklarını, o platformları kullanarak bölgesel platformda ona entegre ederek inşallah sağlıklı bir bırsayı Türkiye'ye kazandırmmış olacaklarını kaydetti.
Bakan Tüfenkci, Türkiye'nin artık dünyada bu alanda sayılı borsalardan biri olacağını, artık fındığın da kayısının da fiyatının belirlendiği sayılı borsalardan biri olacağını sözlerine ekledi.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°