Ticaret için Yemen
Manşet Haber 26.09.2013 10:58:58 0

Ticaret için Yemen'den Geldiler

Ticaret için Yemen'den Geldiler


Çukurova ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla Çukurova Kalkınma Ajansı’nın girişimleri üzerine Adana’ya gelen Yemen Ticaret Heyeti, Adana Sanayi Odası’nı ziyaretinde, iki ülke arasındaki ticaret masaya yatırıldı.


İki ülke arasındaki ticaretin çok yetersiz olduğu, yaşanan sorunların çözümüne yönelik girişimlerde bulunulması ve iş heyeti ziyaretleri ile işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Aralarında, Yemen'in en büyük ticari gruplarından Adhban Group'un sahibi Mohamed Adhban, Alzahri Group sahibi Mohammed Alzahri, Sana Ticaret ve Sanayi Odası Temsilcisi Ahmed M. Al-Aobadi’nin de bulunduğu 10 kişilik Yemen Heyeti, Adana Sanayi Odası Başkan Yardımcıları Erdoğan Şire ve Fırat Karalı, Yönetim Kurulu üyeleri Salih Sütcü, İsa Tuzcu Ahmet Özkök ve  Genel Sekreter Gazi Yılmaz ile biraraya geldi.

Yemen Heyeti Başkanı Mohamed Adhban, Yemen'in her türlü sanayi ürününün yanısıra birçok tarımsal ürünü ithal ettiğini, bu ithalatın çok az bir bölümünün Türkiye’den gerçekleştiğini bildirdi. Türk mallarının çok kaliteli ve Yemen piyasası için fiyat bakımından uygun olduğunu belirten Adhban, “Ticari ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye’den daha çok mal alabilmek için girişimlerde bulunuyoruz. 26 milyon nüfusa sahibiz, endüstriyel üretimde dışa bağımlı ve her türlü gıda, otomotiv, makine, tekstil ve metal ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Ticari ilişkilerimizin artmasını arzu ediyoruz” dedi.

Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdoğan Şire, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 370 milyon dolar olduğunu, bunun çok yetersiz olduğunu, ticari ilişkilerin ve işbirliklerinin geliştirilmesi gerektiğini bildirdi. Adana’nın sanayi ve tarımda önemli üretim potansiyeline sahip bulunduğunu belirten Şire, “Yemen ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi için Adana Sanayi Odası olarak üzerimize düşen katkıyı yapmaya hazırız. Talep ettiğiniz ürünlerle ilgili sektör temsilcileri ile buluşmanıza zemin hazırlayarak, ilişkilerin gelişmesi için çalışmaların takipçisi oluruz” dedi.

Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fırat Karalı, Yemen’in inşaat, tekstil ve ağır sanayi malzemeleri, yedek parçaları, müteahhitlik, gıda, kimya ve enerji açısından Türkiye için önemli pazar olduğunu, bunun mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sütcü de, uzun süreli ve çok sayıda giriş- çıkışlı vize verilmemesi, Yemenli bankaların katılım bankalarından başka bankalara akreditif açmaması nedeniyle ticari ilişkilerin olumsuz yönde etkilediğini belirterek, çözümlenmesinin ilişkilerin gelişmesine önemli katkı yapacağını söyledi.

ADASO Başkan Yardımcısı Erdoğan Şire tarafından ziyaret anısına Sana Ticaret ve Sanayi Odası Temsilcisi Ahmed M. Al-Aobadi’ye vazo armağan edildi.  ADASO’daki görüşmelerin ardından Yemen Ticaret Heyeti, Orta Ölçekli Sanayi Sitesi’nde faaliyet gösteren Emre Makina firmasını gezerek, Yönetim Kurulu Üyesi İsa Tuzcu’dan bilgi aldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°