Manşet Haber 3.08.2015 23:34:45 0

'Gerçek Çarpıtılmıştır'

'Gerçek Çarpıtılmıştır'

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Çukurova Belediyesi tarafından kamuoyuna açıklanan “JURASSIC PARK’A DANIŞMA KURULU’NDAN DA “EVET”  başlığıyla basına servis edilen haberlere yanıt geldi,”Tarafımızca ifade edilen görüşler eksik ve yanlı biçimde sunularak gerçek çarpıtılmıştır.”ifadelerine yer verildi.

İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi imzasıyla medya kuruluşlarına gönderilen “KAMUYONU DUYURU” başlıklı yazılı açıklamada, “Halka rağmen yapılan projelerin tartışılmadan yangından mal kaçırırcasına uygulamaya konulması yanlıştır. Açmış oldukları yürütmeyi durdurma davası vicdani olarak hepimize hitap etmektedir.” Denildi.

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu yazılı açıklaması aynen şöyle:

GERÇEK ÇARPITILMIŞTIR

“30.07.2015 tarihinde 18:00’da Çukurova Belediyesi Meclis Salonunda yapılan Çukurova Belediyesi Danışma Kurulu Toplantısı, olağanüstü toplanmış ‘Sabancı Doğal Park 2 içerisine Jurassic Park yapımı’ gündemi görüşülmüştür.

Söz konusu görüşmelerde TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Oda Şube başkanları ve temsilcileriyle hazır bulunmuştur. Çukurova Belediyesi tarafından ‘JURASSIC PARK’A DANIŞMA KURULU’NDAN DA “EVET”  başlığıyla basına servis edilen haberlerde tarafımızca ifade edilen görüşler eksik ve yanlı biçimde sunularak gerçek çarpıtılmıştır.

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak kamuya ait alanların üstelik imar planlarında botanik park/yeşil alan gözüken ve halka rağmen özelleştirilmesiyle ticari kapsamda işgaline karşı olduğumuzu her fırsatta ifade etmiş bulunmaktayız.

Jurassic Park’ın yapımında izlenen süreç, alınan meclis kararından bugünkü inşa aşamasına kadar hatalar ile yürütülmüştür. Bu olaya karşı olan mahalle sakinleri “YÜREĞİ GÜZEL İNSANLARDIR” ve bu yanlıştan geri dönüş için yürüttüğü çalışmalara kulak verilmelidir. Halka rağmen yapılan projelerin tartışılmadan yangından mal kaçırırcasına uygulamaya konulması yanlıştır. Açmış oldukları yürütmeyi durdurma davası vicdani olarak hepimize hitap etmektedir.

Çukurova’nın ve bölgenin canlanması için yapılabilecek olan hukuki ve teknik anlamda kamu yararını gözeten HER TÜRLÜ PROJE için sadece ÇUKUROVA BELEDİYESİ değil diğer tüm belediyeler ile 60 yıllık bilgi birikimimiz ile destek ve dayanışma içerisinde olacağımızı, kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°