“TMMOB’a sahip çıkmalıyız”
Manşet Haber 11.04.2016 11:16:10 0

“TMMOB’a sahip çıkmalıyız”

“TMMOB’a sahip çıkmalıyız”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve yönetim kurulu üyeleri Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı odaları ziyaret edip toplum yararı gözeten çalışmalara destek sözü verdi. TMMOB’u etkisizleştirmeyi hedef alan düzenlemeleri eleştiren İl Başkanı Barut,  “TMMOB’a sahip çıkmalıyız” dedi.CHP - TMMOB - MMO

CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve yönetim kurulu üyeleri İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş Kaya,  Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Güney Bölge Şube Başkanı Ali Çelik, Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar ve Makina Mühendisleri Odası (MMO) Adana Şube Başkanı Hasan Emir Kavi ve odaların yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi.Ziyaretlerde Barut ve oda başkanları kent sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulundular.

Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren oda başkanları Kaya, Çelik, Tatar ve Kavi ise AKP iktidarının toplumsal muhalefetin en güçlü seslerinden biri olan TMMOB’u susturmaya yönelik düzenlemeler yaptığını aktardılar.CHP - TMMOB - KMO

TMMOB’un kent ve ülke sorunlarına duyarlı, laik Cumhuriyetten yana bir demokratik kitle örgütü olduğunun altını çizen Barut, TMMOB’a bağlı odaların ülke yararına, mesleklerinin gelişmesine ve kamuoyunu aydınlatmaya yönelik önemli çalışmalar yaptığını söyledi.CHP - TMMOB - JMO

CHP olarak mimar, mühendis ve şehir plancılarıyla daha sıkı ilişkiler kuracaklarını dile getiren Barut, “Daha çağdaş, daha yaşanabilir bir kent ve ülke, daha çok demokrasi ve özgürlük isteyen, laik, demokratik Cumhuriyetten yana olan kurumları korumak en önemli sorumluluklarımızdan biridir. TMMOB’a sahip çıkmalı, O’nu korumalıyız. TMMOB’a bağlı odaların kamu yararı taşıyan tüm çalışmalarına da her türlü katkıyı sunmaya hazırız” şeklinde konuştu.CHP - TMMOB - İMO

TMMOB’un düzenlediği kent sorunları sempozyumu sonuç bildirgesi kitabının Adana’nın çağdaş, yaşanabilir bir kent hedefi için rehber niteliğinde olduğunun altını çizen Barut, tamamen gönüllülük esasına göre düzenlenen sempozyum ve hazırlanan kitabın yerel yönetimler tarafından referans alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°