TOBİN VERGİSİ İLE DÖVİZ SIKINTISI ÇÖZÜLÜR MÜ?
Manşet Haber 2.06.2020 17:30:26 0

TOBİN VERGİSİ İLE DÖVİZ SIKINTISI ÇÖZÜLÜR MÜ?

TOBİN VERGİSİ İLE DÖVİZ SIKINTISI ÇÖZÜLÜR MÜ?


Banka, döviz büfesi, finans kuruluşlarında yurttaşlar tarafından alınacak döviz ve altına yüksek vergi geldi. Buna ekonomi biliminde Tobin Vergisi denilmektedir. Yani bu değerler daha pahalı alınabilecek. Çünkü alımlarında yüzde 1 gibi çok yüksek vergi getirildi. Altına getirilen vergi yasada da yeri yok! Türkiye; ekonominin doğal yasaları ve yürürlükteki yasaları yerine ‘’fermanlarla’’ yönetildiğini yazdım!





TOBİN VERGİSİ NEDİR?





Tobin Vergisi; uluslararası spekülatif döviz piyasalarındaki hareketliliğin yol açtığı ekonomik ve finansal dalgalanmaların önlenmesi amacıyla kambiyo işlemlerinden alınması öngörülen bir vergidir. Adını Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ekonomist James Tobin’den almaktadır.





Bu vergiyi uygulayan ülkelerin amacı; ‘’ ülkelerini finansal krizlerden koruma, mevcut fonların ani bir şekilde yurt dışına çıkışını önleme ve buna bağlı ekonomik dalgalanmaları önlemektir.’’





Bazı ekonomistler; ‘’Tobin Vergisinin ani sermaye akımlarının yıkıcı etkilerinin azalacağına, piyasaları sakinleştireceğine, ulusal para otoritesini güçlendireceğine ve vergi toplamayı artıracağına; yabancı fonların ülkeye girmesinin caydırıcı ve azaltıcı etkisine’’ inanırlar.





ALTIN ÜZERİNDEN ALINACAK VERGİ KANUNSUZ!





Döviz ve altın alım satımında uygulanan vergi oranları artırıldı. 24 Mayıs 2020 tarih ve 31136 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile kambiyo işlemlerinde uygulanan Banka ve Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) oranı binde 2'den 5 kat artırılarak yüzde 1'e yükseltildi.





Cumhurbaşkanı Kararı ile; banka, yetkili müesseseler yani döviz büfesi ve diğer finansal kuruluşlar tarafından satılan dolar, Euro ve benzeri yabancı paralar ile yine bankalarda açılan altın mevduat/yatırım hesapları için fiziki olmayan altın satış tutarı üzerinden kambiyo işlem vergisi alınmaya başlandı.





Gider Vergileri Kanunu’nun Banka ve Sigorta Muameleleri ile ilgili maddelerinde; bankalarda açılan altın mevduat/yatırım hesapları için fiziki olmayan altın satış tutarı üzerinden kambiyo işlem vergisi alınması ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır.





Anayasa’mızın 73’ncü maddesinde; ‘’vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla  konulur, değiştirilir veya kaldırılır.’’ şeklindedir.





Kanunla düzenlenmeyen bir hükmün Cumhurbaşkanı Kararı ile alınması mümkün değildir. İşte bunun için bu Kararlara bunlara ferman diyorum.





Bu düzenlemenin Covid-19 Küresel salgınının ekonomik etkilerini en aza indirme amacıyla alındığı ifade edildi. 





Bu düzenlemeye göre; bir kişi 100 bin Amerikan Doları almak için bugünkü kur ile 682 bin TL’den başka 1000 Amerikan Doları karşılığı 6.820 Türk Lirası da Banka Sigorta Muameleleri Vergisi ödeyecek.





Aynı şekilde; 1 kg altın alan bir kişi de altının bugün gram satış fiyatı olan 381 lira hesabı ile 381 bin liradan başka bir de 3 bin 810 lira banka ve sigortalar vergisi ödeyecektir.





Yine aynı tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile; Finansman bonosunda gelir vergisi stopajı yüzde 10’dan %15'e yükseltildi.





İşte buna ekonomi biliminde Tobin Vergisi deniyor.





EKONOMİK SIKINTIYI AŞMAK İÇİN TOBİN VERGİSİ ÇÖZÜM MÜDÜR?





Peki ekonomik sıkıntıyı, döviz sıkıntısını aşmak için Tobin Vergisi anlamına gelen bu ekonomik uygulamalar doğru mudur? Elbette ki hayır. Zaten bu tipik bir Varlık Vergisidir.





Zaten bu vergi gelişmekte olan ülkeler için değil gelişmiş ülke ekonomileri için öngörülmüş bir vergi teorisidir.





Bu ve benzeri ekonomik önlemler Türk ekonomisini içinde bulunduğu sıkıntıdan çıkartmaz.





Uygulama ile; Türkiye’ye sıcak para girişi yani dış finansman sıkıntısı ortaya çıkar. İthalata bağlı üretim durur ya da azalır. İç piyasada mal tedariki sorunu yaşanır. Üretime bağlı olarak büyüme oranı düşer.





Bize göre; Tobin Vergisi yerine yerli ile yabancı yatırımcılar arasındaki; zenginle fakir arasındaki gelir farkının azaltılması yoluna gidilmelidir.





Ayarlanmış gerçekçi olmayan yüksek enflasyon ile baskı ile yönetilen faiz uygulamaları ile para piyasası yönetilemez. Sonuçta kamu ve özel kesimin ihtiyaç duyduğu dövizde sıkıntı daima dövizin yükselmesini zorunlu hale getirecektir.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°