Toplu Sözleşme Masasında Eylem!
Manşet Haber 20.08.2015 09:19:32 0

Toplu Sözleşme Masasında Eylem!

Toplu Sözleşme Masasında Eylem!

 
Enerji Bir-Sen Yetkilileri, enerjinin önemine dikkat çekmek için Enerji, sanayi ve madencilik hizmet kolu taleplerinin görüşüldüğü salonun ışıklarını kapattı.

Toplu Sözleşme Komisyon görüşmeleri ile devam ediyor. Komisyonlarda Enerji hizmet kolunun taleplerinin görüşüldüğü sırada Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Enerji Bir-Sen temsilcileri enerjinin önemine dikkat çekmek için salonun ışıklarını kapattı.

Toplu Sözleşme Hizmet Kolu Komisyon görüşmeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Toplantıya, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Enerji Bir-Sen Genel Başkan Vekili Mehmet Doğan, Genel Başkan Yardımcıları Cemil Şentürk, Gürkan Kaya, Devlet Personel Başkanlığı Temsilcileri, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı Temsilcileri katıldı.

Enerji, sanayi ve madencilik hizmet kolunda çalışan 38 bin kamu görevlisinin taleplerinin görüşüldüğü sırada salonun enerjisi, Enerji Bir-Sen Yetkilileri tarafından kesildi. Salonda ne olup bittiğini anlamaya çalışan Kamu İşveren Heyeti, Enerji Bir-Sen Yetkililerinin durumu izah etmesiyle olayın nedeni ortaya çıktı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, enerjinin ve enerji çalışanlarının önemini vurgulamak için böyle bir reflekste bulunduklarını söyledi.

Kamu İşveren Heyeti Mesajı Aldı
Türkiye’nin en stratejik kurumlarının enerji sanayi ve madencilik hizmet kolunda yer aldığını söyleyen Tonbul, “Türkiye, 31 Mart’ta yaşanan büyük elektrik kesintisinde enerjinin ne kadar önemli olduğunu anladı. Biz, bu kadar önemli bir hizmet kolunda sendikacılık yapıyoruz. Çalışma ortamlarımız riskli grupta bulunuyor. Biz bugün toplu sözleşme masasında hizmet kolumuzda çalışan kamu görevlilerinin yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedik. Daha önceden arkadaşlarımızla planladığımız refleksi taleplerimiz görüşüldüğü sırada gerçekleştirdik. Bu herhalde daha net anlatılamazdı. Kamu işveren heyeti mesajımızı aldı” ifadelerini kullandı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°