Trafik ceza avında
Manşet Haber 20.08.2013 11:22:21 0

Trafik ceza avında

Trafik ceza avında

Adana’da Temmuz ayında 81 bin 652 araç trafik kontrolünden geçirildi, araç sürücülerine çeşitli hatalarından dolayı 7 milyon 824 bin 435 lira para cezası kesildiği açıklandı.

Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, trafik güvenliğinin arttırılması ve korunması için Valiliğik gözetim ve denetiminde İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına bağlı trafik ekipleri tarafından Temmuz ayı içerisinde toplam 81.652 araç kontrol edildi. Trafik ekipleri kusurlu bulduğu  37 bin 802 araç sürücüsüne 7 milyon 824 bin 435 TL para cezası kesti.

BİN 97 ARAÇ TRAFİKTEN MEN EDİLDİ

trafikAçıklamada, Temmuz ayı içerisinde yapılan denetimler sonucunda kusurlarından dolayı 750 sürücü mahkemeye sevk edildiği bin 97 aracın trafikten men edildiği, 262 sürücünün ehliyetine el konulduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi:

BİR AYDA 782 KAZA

“Alınan tüm etkin önlemlere rağmen; trafik kurallarına uyulmaması nedeniyle 2013 yılı Temmuz ayı içerisinde İlimiz sınırlarında toplam; 470 maddi hasarlı, 308 yaralamalı, 4 ölümlü olmak üzere toplam 782 trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazalarda maalesef 487 vatandaşımız yaralanmış, 4 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°