TREN YOLU GEÇİDİ BİR TEK ALEVİLERE Mİ RESMİ DEĞİL?
SİYASET 3.04.2018 15:00:06 0

TREN YOLU GEÇİDİ BİR TEK ALEVİLERE Mİ RESMİ DEĞİL?

TREN YOLU GEÇİDİ BİR TEK ALEVİLERE Mİ RESMİ DEĞİL?

Adana’nın Pozantı İlçesi Belemedik yaylasında özellikle Alevi vatandaşlara yapıldığı iddia edilen baskı ve yıldırmaya yönelik uygulamaları TBMM gündemine taşıyan CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, “Aleviler belemedik yaylasından sürülmek isteniyor!” dedi.
Geçtiğimiz günlerde kendisine iletilen bilgi ve fotoğraflara göre Pozantı’nın doğal güzellikleriyle ünlü Belemedik yaylasında yerleşik olarak yaşayan vatandaşlardan özellikle Alevi kökenleri olanların son zamanlarda Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve TCDD tarafından baskıya uğradığı iddialarını TBMM gündemine taşıyan CHP’li Özdiş Orman ve Su İşleri Bakanı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle ayrı ayrı soru önergesi verdi.
Belemedik Yaylası içerisinden geçen tren hattının üzerinden araç geçişlerinde kullanılan birkaç geçit bulunuyor. Kendisine iletilen bilgiye göre yerleşik olarak yaşayanlardan Alevi vatandaşların evlerine geçiş için kullandıkları geçidin son günlerde TCDD tarafından kapatılmak istendiğini, resmi geçit olmamasının gerekçe gösterildiğini ifade eden CHP Adana Milletvekili, TBMM İdare Amiri İbrahim Özdiş ‘yaylacıların yaşadığı yerde bulunan geçitlere bir şey yapan yok, Alevilerin evlerinin olduğu bölgedeki geçit resmi değilmiş! Çifte standart uygulanıyor.” Diyerek Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu sorulara yer verdi:
1- Vatandaşlar evlerinin bulunduğu bölgeye geçiş için kullandıkları tren hattı geçişinin resmi bir geçit olmadığı ileri sürülerek TCDD tarafından kapatılmak istediğini ifade etmektedir. Bu konu hakkında Bakanlığınızın bilgisi var mıdır?
2- Söz konusu geçit resmi olmadığı gerekçesiyle kapatılırsa vatandaşların evlerine nasıl gitmesini düşünüyorsunuz?
3- Söz konusu geçidi kullanan evlerde yaşayan vatandaşların alevi olduğu, geçidin bu nedenle kapatıldığı gelen iddialar arasındadır. Bu iddiaların doğruluk payı nedir?
4- Belemedik mahallesinde bulunan ve yaylacıların evinin yoğun olarak bulunduğu başka bir geçidin de resmi olmadığı ancak her türlü bakım ve temizliğinin yapıldığı ifade edilmektedir. Geçitler arasında yaylacı ve alevi gibi bir ayrım mı uygulanmaktadır?

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°