Manşet Haber 23.09.2020 08:16:32 0

'TTB KAPATILSIN' MI; YA SONRA?

'TTB KAPATILSIN' MI; YA SONRA?

İnsanlar sokağa çıkamaz, çocuklarını okullarına gönderemez, işyerlerini açamaz, pazarda alış-verişini yaparken karabasanlara bürününce, “dinleyeceği/ kulak vereceği” yer de doğallıkla “sağlık çalışanları” oluyor; olmasın mı?


Medyada gezinen haberler, ekranlarda görülen yüzler “inandırıcı” olmayınca, “en yakınındaki” sağlıkla ilgili kurumlara/ yapılara gözlerini çeviriyor haklı olarak; çevirmesin mi?


“İktidarın” peşinden gitmesi sorun değil/ konuşulmasın- sorgulanmasın bile, ancak yurttaş bunca karabasanla boğuşurken; sanki ortada kap-kaç varmış gibi, sanki söylenenlerin gerçekle bağdaşır yanı yokmuş gibi, sanki yanı-başımızda olanları görmüyor-duymuyor-bilmiyormuşuz gibi Türk Tabipler Birliği sessizliğe itilmek isteniyor; konuşmasınlar, sussunlar mı?


Akıllarından geçen nedir, gerçekten anlamak zor da “Türk Tabipleri Birliği ya da benzeri, devletin, hükümetin, iktidarın ya da Cumhur İttifakı'nın karşısında olan gruplar” diye tanımlayanlar, bu ülkenin yurttaşı, yurttaşının “vekili”!


“İktidarın” yanında olununca ne oluyormuş? Covid 19 sürecinde daha rahat mı olunacak, üretimde atak mı yapılacak, çiftçi toprağını sürerken hasat dönemi için daha mı çok umut taşıyacak, asgari ücretle “adam gibi” yaşamını sürdürebilecek mi, doğa bozulmayacak mı artık, “iktidar” şaklabanları doyabilmek için milyonlarca ağaç kesilmeyecek mi, bazı bölgelerde yanan ormanlık alanlar üzerinde imar çalışmaları yapılmayacak mı?


Ne denli kirli bizdeki “siyaset” böyle? Dünya yurttaşını düşünürken, yurttaşlarının doyumu üzerine çalışmalar yaparken, çocukların eğitiminde kesintiye gidilmemesi için çaba harcarken, üreticilerini destekleyici kararlar alma uğraşı verirken; bizde “yeter ki iktidara yaranılsın” amacı güdülerek medyayı alalayıp/ bulayanlarla dolu her yer!


Adana’da tanıdığımız “sağlık çalışanlarına”, yapılan açıklamaya ilişkin düşüncesini sorduğumda “hiçbir sağlıkçı” olumlu yanıt vermedi! Bugün aynı yaklaşım İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Muğla, Antakya gibi birçok ilden tanıdıklarla yaptığım görüşmede dile getiriliyor! Bakanlığın yapmış olduğu açıklama yalanlanıyor! Bunu Türk Tabipleri Birliği de dile getirirken “karnından” konuşmuyor, elindeki verilere göre konuşuyor!


Sorun “siyah kurdela” değildi sanırım, neden bakanın yaptığı açıklamanın “doğru olmadığı” söyleniyor, deniyordu! Yanlışsa, denmemeli mi? Öyleyse neden yirmi gün öncesine değin can kaybı yirmilerde giderken, birden kırklara/ oradan da altmışlara sıçradı? Bu durum Tabipleri Birliği’nin açıklamalarının “doğruluğunu” göstermiyor muydu?


“TTB kapatılsın, üstelik bu açıklamaları yapanlar hakkında soruşturma da başlatılsın”; ya sonra? Bakın, ekim ayı dayandı. Bugünleri aratacak denli büyüyecek olgulardan/ can kayıplarından söz ediyor sıkça Bakan Koca.


TTB’ne bundan sonra daha çok iş düşecek, yurttaşlarımız daha çok “destek” görecekler; bugünlerin aşılmasında taşıdıkları önemi yok sayarak “iktidarı” korumak adına sergilenen bu duyarsız tutumdan hem ülke/ hem yurttaşlar zarar görecektir; bunları dile getirmeyelim mi?


ŞİMDİ OKULLU OLANLAR…


Okul öncesi ile birinci sınıflar için “bu gün” yüz yüze eğitim başlıyor.


Aylardır sürdürülen çalışmaların sonucunda gelinen “nokta” bu!


Birçoğu “ilk” kez okulla tanışacak olan öğrencileri için “uyum eğitimi” adı verilen süreçte neler yapıldığı aslında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “önümüzdeki üç hafta içinde tüm öğrencilere ücretsiz maske desteği vereceğiz” sözlerinin içinde.


Bu arada, “covid-19 önlemleri kapsamında, MEB ile Sağlık Bakanlığı arasındaki entegrasyon (uyum) sistemi/ uyarı mekanizmasının hazır olduğu” ileri sürülüyor!


Aslında sıkça aklıma gelen soru şu;


“Gerçekten, eğitime önem verilmek isteniyor mu?”


Yoksa, “iktidarın” eski bakanlarından Taner Yıldız’ın “eğitimde düzey arttıkça ak partiye oy verenlerin sayısı azalıyor” sözlerini önemsediklerini mi göstermeye çalışıyorlar?


Yapılan duble yolları, iki kanadı bağlayan köprüleri, kentlere “hayınlık” yapıldığı belirtilmiş olsa da beton yapılara boğdurulmasını ülkenin “gelişmişliği” sayan “iktidar”, ayladır verdiği uğraş sonucunda okul öncesi ile birinci sınıflar için verilecek “yüz yüze” eğitim için, üç hafta içerisinde maske vereceklerin söylemesi tüm velileri düşündürmüş olmalı!


Günü ayrı bir konu da, haftada iki kez okula gidecek olan “şimdi okullu olduk” diyecek kuşak için verilen çabanın sonucu bu mu?


Okul kapısının aralanmasıyla birlikte MEB ile Sağlık Bakanlığı arasındaki uyumun nasıl bir sonuç verdiğini de göreceğiz…


Sıra araları, lavabo/ koridor temizliği, okul bahçesindeki sosyal aralık, okul girişinde özen bakalım gerçekleşmiş mi; eğer bu iyileştirmeler yapılmışsa kimlerin emeği geçmiş, kimler destek olmuş izleyeceğiz…


Anlatılanların “doğru” olmasını, “her şey de” olduğu gibi öyle çok istiyorum ki; çünkü çocuklar, gelecek…



freecellphonedirectory.com

YAZARLAR

35.8° / 20.3°