TTB: SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RİSKİ ARTIYOR!
Manşet Haber 31.03.2020 11:26:42 0

TTB: SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RİSKİ ARTIYOR!

TTB: SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RİSKİ ARTIYOR!






Türk Tabipleri Birliği’nin 20 Mart’ta web tabanlı ve
sağlık çalışanlarının öz bildirimine dayalı olarak başlattığı “Sağlık
Çalışanlarının COVID-19 Virüsüne Maruz Kalımına İlişkin Risk Değerlendirmesi”
anketinin ikinci hafta sonuçları açıklandı.





23-29 Mart tarihleri arasında 1630 sağlık çalışanının
yanıt verdiği anket, önceki haftaki sonuçların ortaya koyduğu gibi sağlık
çalışanlarının çalışma koşullarındaki olumsuzlukların ve koruyucu ekipman
eksikliklerindeki sorunların devam ettiğini gösteriyor.





Buna göre, ankete yanıt verenlerin yüzde 50’si çalıştığı
kurumda COVID-19 için ayrı bir triaj mekânı sağlanmadığını, yüzde 44’ü COVID-19
salgınında nasıl korunacağına dair çalıştığı kurum tarafından bir eğitim
verilmediğini, yüzde 44’ü COVID-19 salgınında iş organizasyonunda yapılacak
değişiklikler konusunda bilgi verilmediğini, yüzde 50’si birimine COVID-19 ile
ilgili özel tanı, tedavi şemalarıyla ilgili rehber vb. eğitim materyali
verilmediğini belirtiyor.





Sağlık çalışanları, bulundukları bölümde çalışan
sayısının arttırılmadığını, dönemsel de olsa hasta oldukları halde çalışmak
zorunda kaldıklarını, çalıştıkları ortamda havalandırma ile ilgili sorun
yaşadıklarını, gebelik, kronik hastalık ya da yaş nedeniyle risk grubunda
olduğu halde risksiz yerde çalışma hakkını kullanamadıklarını ve ek olarak tüm
bu sorunları üst yönetime rahatlıkla bildiremediklerini kaydediyorlar.





Anket sonuçları, başından beri yapılan bütün uyarılara
karşın sağlık çalışanlarının maske, eldiven, önlük vb. gibi kişisel koruyucu
malzeme eksikliklerinin de hâlâ ciddi şekilde sürdüğünü gösteriyor.





Türk Tabipleri Birliği (TTB), raporun sonuç bölümünde
sağlık çalışanlarının büyük risk altında sağlık hizmeti sunduğunu, olumsuz
koşulların meslek hastalığı ve iş kazası yönünden yüksek risk oluşturduğunu,
sağlık çalışanlarında kaygı ve korkuya neden olduğunu belirterek, pandemi ile
mücadelede özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının
iyileştirilmesi ve kişisel koruyucu donanımların eksiksiz sağlanması için
Sağlık Bakanlığı’na bir kez daha çağrıda bulundu.






http://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=1af85302-6da7-11ea-a219-c213173be5c8


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°