Tümer Açıkladı: Çiftçi Borçları Ertelenecek
Manşet Haber 14.07.2016 13:45:20 0

Tümer Açıkladı: Çiftçi Borçları Ertelenecek

Tümer Açıkladı: Çiftçi Borçları Ertelenecek

Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, geçtiğimiz mayıs ayında Adana’da etkili olan şiddetli yağış ve dolu sonrasında ekili arazileri zarar gören üreticilerin sorunlarını Meclis’e taşıdı. Konuyu Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e aktaran Tümer’in Meclis’e sunduğu soru önergesine yanıt geldi. Bakanlık, çiftçinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcunun erteleneceği sinyalini verdi.zulfikar_inonu_tumerchp_kopru

MİLYONLARCA LİRALIK ZARAR
Adana’da 18-19 Mayıs 2016 tarihleri arasında etkili olan sağanak yağmur ve şiddetli dolu, ekili tarım arazilerinde zarara neden oldu. Karataş ilçesine bağlı; Çimeli, Oymaklı, Sirkenli, Kesik, Kızıltahta, Terliksiz, Topraklı, Kırhasan, İsahacılı, Kiremitli ile Yüreğir ilçesine bağlı; Danişment, Bekmezköy, Sazak, Akdam, Zağarlı, Kızıltahta, Yalnızca, Elifoğlu, Kiliseköy, Beyköy, Eğriağaç ve Yalnızca köylerinde milyonlarca liralık maddi hasara neden oldu.
ÜRETİCİNİN SORUNU MECLİS’TE
Özellikle karpuz, kavun, mısır, pamuk, domates ve buğday ekili alanların yanı sıra narenciye bahçelerindeki hasar nedeniyle üretici de kara kara düşünmeye başlamıştı. Sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıyan CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’e yazılı olarak yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi yöneltti.
‘DOĞAL AFET’ KABUL EDİLMELİ
Tümer, söz konusu önergesinde; çiftçinin zararının ‘doğal afet’ kapsamında değerlendirilmesi yönünde bir çalışma olup olmadığını sorup, üreticinin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesi konusunda ne yapıldığını sordu. Özellikle mısır ve buğday tarlalarında yüzde 40’lara varan ağır hasarlar oluştuğuna dikkat çeken Tümer, “Hasat dönemindeki buğdayda hem kalite hem de fiyat düşüklüğü yaşanacaktır. Bakanlığınız bu durumu öngörmüş müdür ve bunun için herhangi bir planı var mı?” sorusunu yöneltti.
BORÇLARIN ERTELENMESİ SİNYALİ
O önergeye Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Bakan Faruk Çelik imzasını taşıyan açıklamada; “Bakanlığımızca 1 Ocak 2016 tarihinden sonra meydana gelen tabii afetlerden zarara uğrayan üreticilerin, Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan zirai kredi borçlarının ertelenmesi için Hazine Müsteşarlığı’na bildirimde bulunulmuştur. Ayrıca Bakanlığımızca Rusya ile yaşanan kriz yakından takip edilirken, üretici ve ihracatçının mağduriyet yaşamaması için ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde çalışma yürütülüyor” denildi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°